16 Haziran 2015 Salı

“PostHoc II” SERGİSİ, 16 HAZİRAN’DAN İTİBAREN MİNE SANAT GALERİSİ NİŞANTAŞI’NDA

Ahmet Can Mocan, “Günah Keçisi”, 2010, Fotoğraf (edisyon: 7 +1), 20x20 cm.

Türkiye sanat ortamında 30. yılını bir dizi sergi, etkinlik ve galerinin 30 yıllık tarihini üç ciltlik belgesel nitelikte “Çağdaş 1985” isimli kitap ile kutlayan Mine Sanat, Nişantaşı galerisinde genç kuşak sanatçıların çalışmalarını “PostHoc” başlığı altında sergilemeye devam ediyor.

Latince bundan sonra anlamına gelen PostHoc, İstanbul sanat ortamında 30 yılı geride bırakan Mine Sanat Galerisi’nin, kariyerine yeni başlayan sanatçılara alan yaratmak amacıyla düzenlemeye başladığı sergilerin ikincisi. Mine Sanat Galerisi, PostHoc sergileri ile genç kuşak sanatçıların zaman içerisindeki yönelimlerini takip etmek, genç sanatçılara destek olmak gibi önemli bir sorumluluğu da yerine getirmeyi amaçlıyor.

Ahu Akkan, “Ruh Hali”, 2015, aplike tül, 193x125 cm.
Mine Sanat 30. yıl etkinlikleri kapsamında, Hande Özdilim ve Dolunay May küratörlüğünde hazırlanan, PostHoc II sergisinin açılışı, 16 Haziran 2015 tarihinde gerçekleşiyor. Her sanatçının birden fazla çalışmasıyla yer aldığı sergi süresince belirlenecek bir günde, galeri mekanında, “Mine Sanat 30. Yıl” kavramını merkez edinen bir adet eserin üretileceği workshop (teknik ve malzeme seçimi sanatçılara bırakılacak) düzenlenecek. 12 sanatçının katılımı ile gerçekleşecek workshop sürecinde, 30 yıllık galeri arşivi kolektif eser üretiminde faydalanmaları için sanatçılara açılacak. Söz konusu workshop görsel kayıt altına alınarak ilerleyen dönemde belgesel olarak yayınlanacak. Workshop’da her sanatçının ürettiği işlerin bir araya gelmesinden oluşacak ortak işin, Contemporary İstanbul 2015 fuarında sergilenmesi planlanıyor.

Açılışı 16 Haziran 2015 Salı günü saat 17:30’da gerçekleşecek olan “PostHoc II” sergisi, 31 Temmuz 2015 tarihine kadar Mine Sanat Galerisi Nişantaşı Merkez şubesinde izlenebilir.

Sergide Yer Alacak Sanatçılar
Ahu Akkan
Ekin Can Bayrakdar
Gülşah Bayraktar
Onur Çetin
Murat Kosif
Ahmet Can Mocan
Cansu Tanpolat
Tuna Üner
Filiz Piyale Yakar
Erkan Yaprakkıran
Serdar Yörük
Mine Zereyalp

BİLGİ İÇİN
www.minesanat.com
Tel: +90 (212) 232 38 13
Adres: Teşvikiye, Poyracık Sok. No:1/1 Yasemin Apt. Kat:1 D:5

34365, Nişantaşı / İstanbul


15 Haziran 2015 Pazartesi

GİYİLEBİLİR SANAT - SANAT MODA OLDU

Oben Yılmaz, 2015.
Sanatçıların kendilerine ait bir dille oluşturdukları yapıtların birer yansıması niteliğinde olan giysiler modanın “giy-kullan-at” mantığına karşı sanatın var edici özgün yapısını referans almaktadır. Denizhan Özer'in küratörlüğünü yaptığı, genç sanatçıların giyilebilir sanat çalışmalarından oluşan “Sanat Moda Oldu” sergisinin açılışı bir defile şeklinde oldu. Defilede izleyicilere sunulan giysiler ise, giysiden çok sanat yapıtı özelliği taşıyor. 40 sanatçının çalışmalarından oluşan sergi, 30 Haziran 2015 tarihine kadar Summart’ta ziyaret edilebilir.

Sanatçılar:
Ali Mirzaei, Aslı Özok, Ayşe Günay, Ayşe Kapusuz, Barış Cihanoğlu, Burçin Erdi, Ceren Ceylaner, Çetin Pireci, Damoon Yaghoobi, Demet Yalçınkaya, Deniz Gökduman, Deniz Pireci, Deniz Sağdıç, Dilara Aygün, Eda Çığırlı, Fazilet Kendirci, Güneş Acur, Hülya Küpçüoğlu, Işıl Arısoy, Koray Erkaya, Mehmet Alpdoğan Erciş, Mehmet Özenbaş, Melis Boyacı, Merve Özgören, Müge Ceyhan, Mustafa Albayrak, Nesren Jake, Nurgül Özmelek, Oben Yılmaz, Özge Kul, Refika Onur Mikar, Seçil Erel, Semra Ay Çırpan, Seren Ceren Asyalı, Parisa Minouchehr, Sevinç Çiftçi, Şevket Sönmez, Şifa Girinci, Suna Tüfekçibaşı, Tan Taşpolatoğlu.

Bilgi için:


İSMAİL ATEŞ: “EVREN TASARIMLARI – KIRMIZI”


Sakarya Büyükşehir Belediyesi, Kültür Sanat Etkinlikleri kapsamında Ressam İsmail Ateş’in özgün eserlerinden oluşan “Evren Tasarımları – Kırmızı” konulu sergiyi Sakaryalı sanatseverlerin beğenisine sundu. Sergi, 30 Ağustos Pazar gününe kadar OSM (Ofis Sanat Merkezi)’nde ziyaret edilebilir.

İSMAİL ATEŞ
Lisans: 1982 - Gazi Üniversitesi, Resim - İş Eğitimi Bölümü
Yüksek Lisans: 1988 - Hacettepe Üniversitesi, Resim Ana Sanat Dalı
Doktora / Sanatta Yeterlik: 1993 - Hacettepe Üniversitesi, Resim Ana Sanat Dalı
Doktora Sonrası: 2002 / 2004 City University of New York, Hunter Art Department


Akademik Görev ve Deneyim
1985-1992      Güzel Sanatlar Fakültesi Hacettepe Üniversitesi, Arş. Gör.        
1992-1996      Güzel Sanatlar Fakültesi Hacettepe Üniversitesi, Öğr. Gör.        
1996-2006      Güzel Sanatlar Fakültesi Hacettepe Üniversitesi, Yrd. Doç.       
2002-2004      Hunter College The City University of New York, “Research Scholar”      
2006-2012      Güzel Sanatlar Fakültesi Hacettepe Üniversitesi, Doç.           
2012-Devam Ediyor   Güzel Sanatlar Fakültesi Hacettepe Üniversitesi, Prof.             

İdari Görevler
1998 – 2001 Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü Başkan Yardımcısı
2008 – 2010 Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü Başkanı
2012  – 2013 Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü Başkanı
2013 – 2014 Hacettepe Ü. kadrosundan Batman Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı

Küratörlüğünü Yaptığı Sergiler
2006    “27 + 1 Genç Kuşak”, 1 - 30 Ocak 2006, Hacettepe Üniversitesi Sergi Salonu, Sıhhiye Merkez Kampüsü - Ankara.
2012    “Hacettepe Koleksiyonu’ndan Çağdaş Türk Resim Sanatı”, 11 Aralık 2012 – 30 Ocak 2013       Yunus Emre Kültür Merkezi, Brüksel – Belçika.
2013    “Dört Kuşak Çağdaş Türk Sanatı”, 22 Mayıs 2013 – 21 Haziran 2013, Boşnak Enstitüsü Sergi Salonu, Saraybosna - Bosna Hersek.
2013    “Yeni Kuşak Türk Resminden Bir Seçki”, 2 - 22 Ekim 2013, Priştine Yunus Emre Enstitüsü, Priştine – Kosova.


Kişisel Sergiler
1983 Ankara Dost Sanat Ortamı
1984 Ankara Sanat Kurumu
1988 Ankara H.Ü. G S F Resim Bl. (Y.L.)
1991 Ankara İlayda Sanat Galerisi
1992 Ankara Resim Heykel Müzesi
1993 İzmir İş Bankası Sanat Galerisi
1993 Ankara H.Ü. G SF Resim Bl. (S.Y)
1994 Ankara, Talih Kuşu Sanat Galerisi
1994 Ankara, Galeri Zon
1996 Ankara, Galeri Soyut
1996 Ankara, İnşaat Müh. Sosyal Tesisleri
1997 Ankara, Galeri Sanat Yapım
1998 Ankara, Galeri Soyut
1999 Ankara, Galeri Soyut
2001 Ankara, İlayda Sanat Galerisi
2001 İstanbul, Galeri Baraz
2001 Ankara, Galeri Soyut
2002 Ankara, Galeri Akdeniz
2002 İstanbul, Galeri Artist
2002 Ankara, Galeri Toyan
2004 New York, “United Nations Plaza 821”
2005 İstanbul, Artsumer Sanat Galerisi
2006 Ankara, Atlas Sanat Galerisi
2006 İstanbul, Demart Sanat Galerisi
2007 Ankara, ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi
2009 İstanbul, Beşiktaş - Ortaköy Sanat Galerisi
2012 New York, Turkish Center

2015 İstanbul, Sefaköy Kültür ve Sanat Merkezi

DETAYLI BİLGİ İÇİN
Ofis Sanat Merkezi: Semerciler Mh. Kudüs Cd., Adapazarı, Sakarya
Tel: (0264) 274 9587
www.ismailates.com

8 Haziran 2015 Pazartesi

TÜRKİYE’DEN GENÇ SANAT PRİŞTİNE GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ GALERİSİ’NDE


(Please scroll down for English version)
“Türkiye Balkanlar Kültürlerarası Sanat Diyalogları” kapsamında sergilenen “BİR HİKAYEM VAR” sergisi, Saraybosna, Tiran ve Podgoritsa’dan sonra Priştine’de. “Türkiye – Balkanlar Kültürlerarası Sanat Diyalogları” projesi kapsamında, İKASD İstanbul Kültürlerarası Sanat Diyalogları Derneği ve Yunus Emre Enstitüsü işbirliğiyle, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu tarafından desteklenen “Bir Hikayem Var” Türkiye’den Genç Sanat sergisi, 5 Haziran – 19 Haziran 2015 tarihleri arasında Kosova Priştine Güzel Sanatlar Fakültesi Galerisi’nde...


Türkiye ve Kosova arasındaki yüzlerce yıllık bağlar, köklü ortak kültürler ve yürütülen çalışmalar ile her geçen gün daha da kuvvetlenmektedir. Bu önemli sergide, geçmişten günümüze kurulan bağlar, genç jenerasyonların bu birikimleri bir kez daha hatırlaması ve paylaşması düşüncesi ile “Türkiye Balkanlar Kültürlerarası Sanat Diyalogları” projesi kapsamında Priştine’de sanatseverler ile buluşuyor.

Küratörlüğünü Beste Gürsu’nun yaptığı “Bir Hikayem Var”, Türkiye’den Genç Sanat sergisinde, sanatın farklı disiplinlerinden, A.Sina Gürsu, Barış Sarıbaş, Kadir Akyol, Bora Çetin, Çağdaş Erçelik, Doğu Akıncı, Ekin Onat, Emre Çalış, Enes Ateş, Hüseyin Rüstemoğlu, Mihriban Mirap, Nesren Jake, Özgür Demirci ve Yasemin Öztürk Erdoğan’ın eserleri yer alıyor. “Bir Hikayem Var” sergisinde 14 genç sanatçı, farklı kültürlerin, belleklerde saklı kalmış özgün hikayelerini yorumlarken, 19.yüzyıl ve 21. yüzyıl arasındaki yaşam farklılıklarını, kaybedilen ve kazanılan değerler üzerinden ilişkilendirmişlerdir.

İKASD tarafından projelendirilen “Türkiye Balkanlar Kültürlerarası Sanat Diyalogları” projesi, Priştine Güzel Sanatlar Fakültesi Galerisi ev sahipliğinde,Yunus Emre Enstitüsü işbirliği ile UNESCO Türkiye Milli Komisyonu, Yunus Emre Priştine Türk Kültür Merkezi ve Art and Life Project desteği ile gerçekleştirilen proje kapsamında yer alan sergi 19 Haziran 2015 tarihine kadar Priştine Güzel Sanatlar Fakültesi Galerisi’nde Türkiye ve bu yakın coğrafyasını sanat ekseninde buluştururken, iki kültürün ortak noktalarına da ışık tutuyor.

Daha Fazla Bilgi İçin
IKASD – Istanbul Kültürlerarası Sanat Diyalogları Derneği
Gizem Gürpınar +90 (212) 293 91 50



YOUNG ART FROM TURKEY IN PRISHTINA of FINE ARTS FACULTY GALLERY
5 June – 19 June 2015

The “Turkey – Balkans Intercultural Art Dialogs” project with the cooperation of the IKASD, Istanbul Intercultural Art Dialogs Association and the Yunus Emre Institution, supported by the Turkish National Commission for UNESCO the “I have a story”, Young artist exhibition, are presented in the Prishtina of Fine Arts Faculty Gallery from June 5 – June 19, 2015.


The hundreds of years old connections, the deep rooted common culture and the cooperation between Turkey and Kosovo grow stronger every day. Making a connection between the past and now, the project “Turkey-Balkans Intercultural Art Dialogs” has been prepared by the young generation to remind and share this cultural treasure once again.


The “I have a story”, an exhibition from young Turkish Artists, curated by Beste Gürsu is a compilation of pieces from different art disciplines created by A.Sina Gürsu, Barış Sarıbaş, Kadir Akyol, Bora Çetin, Çağdaş Erçelik, Doğu Akıncı, Ekin Onat, Emre Çalış, Enes Ateş, Hüseyin Rüstemoğlu, Mihriban Mirap, Nesren Jake, Özgür Demirci and Yasemin Öztürk Erdoğan. The “I have a story” exhibit has been created by 14 young artists by interpreting the different cultures and hidden but not forgotten unique stories and linking these to the life differences, and lost and won values of the 19th and 21st century.


The “Turkey - Balkans Intercultural Art Dialogs” project is conceptualized by IKASD (Istanbul Intercultural Art Dialogs Association), hosted by the Prishtina of Fine Arts Faculty Gallery cooperation with the Yunus Emre Institute, supported by Turkish National Commission for UNESCO, Yunus Emre Prishtina Turkish Cultural Center and Art and Life Project. The exhibit will be presented until June 19, 2015 in the Prishtina of Fine Arts Faculty Gallery and will not only bring Turkey and the near geography close on an art level but also shed light on the similarities of both cultures.

For more information:
IKASD – Istanbul Intercultural Art Dialogues Association
Gizem Gürpınar +90 (212) 293 91 50
Prishtina of Fine Arts Faculty Gallery


21 Mayıs 2015 Perşembe

HALİL AKDENİZ ve KÜLTÜR İMLERİ KİTABI SEÇKİN KİTAPEVLERİNDE

Halil Akdeniz’in sanatına ve özellikle Kültür İmleri isimli serilerine retrospektif bir bakış açısı sunan, metinlerini Prof. Rıfat Şahiner’in kaleme aldığı HALİL AKDENİZ VE KÜLTÜR İMLERİ isimli kitap, Masa Yayınları’ndan çıktı. İstanbul Modern Sanat Müzesi, Patika Kitapevi Teşvikiye, Robinson Crouse Beyoğlu, Yem Kitabevi Fulya gibi önemli kitapçılarda satışa sunulmaya başlanan eser, toplam 315 sayfa.

İngilizce ve Türkçe olarak yayınlanan kitapta, Halil Akdeniz’in sanatının gelişim aşamaları olarak, tarihleri 1973 ve 2014 yılları arasında değişen, 50’si metin içinde, 126’sı ise katalog bölümünde olmak üzere toplam 176 eserine yer verilirken, özellikle 2000’lerin başından bu yana ağırlık verdiği Kültür İmleri Serileri geniş kapsamlı olarak sunuluyor. Resimlerin künye bilgilerinde, sanatçının eserlerinin yer aldığı müze ve özel koleksiyonlar da belirtiliyor.


Prof. Rıfat Şahiner, Halil Akdeniz ve Kültür İmleri Kitabı ile ilgili şu açıklamayı yapıyor: “Bu kitap, Halil Akdeniz’in sanatının kökenlerine ve gelişim dinamiklerine dair bir yolculuk olarak nitelenebilir ve böylece Akdeniz’in sanat anlayışının kaynakları, geçmiş ve günümüzün sanat prosedürleri içinde nasıl yorumlanabileceği üzerine çok yönlü bir düşünme zemini olarak değerlendirilebilir. Halil Akdeniz ve Kültür İmleri adlı bu çalışmada, sanatçının özellikle 2000’lerin başından beri yoğunlaştığı Kültür İmleri adlı bir dizi işine odaklanılmakta, Akdeniz’in bilimsel tercihleri ve yeni ifade arayışları analiz edilmektedir. Bu bağlamda, sanatçının özellikle son dönemde form ve malzeme tercihlerindeki zenginleşmeye yer verilirken, bu deneysel yönemlimlerin ne türden okumalara tabi tutulabileceği üzerinde durulmaktadır.”


HALİL AKDENİZ VE SANATI
Halil Akdeniz’in sanatını herhangi bir sanat akımı içinde -çok genel anlamıyla soyut sanat içinde değerlendirilecek olsa da- düşünmek veya Türk ya da yabancı bir sanatçının eserleri ile karşılaştırmak pek olası değildir. Prof. Rıfat Şahiner de sanatçının bu yönünü şu cümleler ile anlatıyor: “Halil Akdeniz’in sanatı kategorize edilmesi bir hayli güç görünen ve plastik kaygılarla kavramsal yapılaştırma prensiplerinin belli bir izleğe dayandığı evrimci bir çizgi izlemekte. Bu evrilme, anlamın ve biçimleme sorunlarının birbirini tetiklediği, simgelerin, imgelerin, göstergelerin sürekli devinerek yeni olasılıkları açığa çıkardığı özgün bir sanat anlayışını görünür kılıyor.
Akdeniz’in zihnini öteden beri meşgul eden Anadolu Uygarlıklarına ait imleri kullanması, sanatçının Hitit, Hatti, Frig ve Grek alfabelerindeki harfleri, kültürel birer şifre olarak bu topraklarda iz süren bir yaşamı ele geçirme kaygısı taşıdığını gösterir. Thales’in geometrisi, Herakleitos’un oyunbazlığı, Nietzsche’nin kehaneti hep oradadır. Akdeniz’in sanatını analiz ederken, sanatçının temel sorunsalının; Anadolu kültür çevrenine ait bilgi verilerini ele geçirmek, onların kökensel karşılıklarını bulgulamak ve bu bilgiyi bir tür zamansal arkeolojiyle ortaya çıkararak yeni biçimleme prensipleri oluşturmak olarak özetlenebilir.” (Rıfat Şahiner; Halil Akdeniz ve Kültür İmleri, Sunuş Yazısı, Masa Yayınları, 2015, İstanbul).


Halil Akdeniz ise, Nisan 2015’te Ofis Sanat Merkezi’nde düzenlenen “Kültür İmleri” başlıklı sergisinin kataloğu için kaleme aldığı yazısında Kültür İmleri’nin sanatının ana elemanları arasında nasıl yer aldığı konusunda şunları anlatıyor: “…Hem sanatçılarda ve hem de bilim adamlarında benim gözlemlediğim, yaratı kaynaklarımızın çoğunda bir itici gücün varlığı ve hatta bunun çocukluk dönemlerimizdeki yaşantılarımıza kadar uzandığıdır. Bunun birçok bilinen örnekleri var. Yaşantılarımızda ayrı zamanlarda ve birbirinden bağımsız olarak yapılan şeylerin bile bir zaman sonra belli noktalarda buluşmaya ve kesişme göstermeye başladığı görülür. Çocukluğum güney kıyılarında Antalya’da Likya ve Roma dönemi medeniyetlerinin kalıntılarının bulunduğu antik yörelerde geçti. Çocukluğumu geçirdiğim yörelerde henüz ilkokula bile gitmediğim zamanlarda üzerinde oynadığım üstü yazılı, resimli şekillerle dolu büyük blok taşları bugün gibi heyecanla hatırlıyorum. Onlar çok yabanıl bir dünyanın kalıntıları idi benim için. Tanımadığım başka dünyalardan, gökyüzünden gelen birileri tarafından yapılıp sonra da bırakılıp gidilmiş gibi gelirdi bana. Sanırım insanın çocukluğunda ya da yaşamının bir bölümünde onu çok etkileyen şeyler, birbiriyle ilgisi yokmuş, birbirinden bağımsız gibi görünseler de bir zaman sonra yaşamının bir bölümünde bir yerlerde buluşup kesişme noktaları göstermeye başlıyor. İnsanın sanat yaşamında ele aldığı konular, konseptleri ve sanatsal tavırları dönem içinde değişiyor. Sanatsal yaşamım, birikimlerim ve araştırma hevesim, yetiştiğim toprakların kültürel zenginliği içinde deneyimlenerek gelişip bugünlere geldi diyebilirim. Ele aldığım konuları yaşadığım kültürel bölgeler içinden seçtim. Nedense buna hep ihtiyaç duydum. Bazılarının sandığı gibi bunun milli ya da ulusal bir sanat yaratmakla ilgisi yok. Bu tamamen benim, sanatımı temellendirmeye çalıştığım, sanata bakış açımla ilgilidir.” (Elif Dastarlı-Metin Yazarı; Halil Akdeniz – Kültür İmleri Sergisi Kataloğu Eki: “Kültür İmleri – Kavramlar ve Sınırlar Ötesi-Halil Akdeniz”, Sakarya Büyükşehir Belediyesi Ofis Sanat Merkezi, Sakarya, Nisan 2015).


Sadece çocukluğunu geçirdiği çevredeki medeniyetlerin kalıntıları değil, hayatının farklı dönemlerini geçirdiği bölgelerin kültürü ve arkeolojisi de Halil Akdeniz’in sanatının katmanları arasında yer alır. 1978 yılında İzmir Ege Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde çalışmaya başladığı dönemde, bölgenin zengin tarihi ve kültürel çevresinin yanı sıra İzmir Körfez Kirlenmesi’nin çevresel ve sosyolojik etkileri ilgi alanına girer ve bugün literatürde, Türkiye’de çevre sorunlarını sanatında ilk gündeme getiren sanatçılardan biri olarak değerlendirilmektedir. Öğretim üyesi olarak Ankara’ya Bilkent Üniversitesi’ne geçtiğinde Hitit ve Hatti kültürü üzerine araştırmalara yönelir. Yaşamı boyunca devam ettiği Anadolu araştırmalarının yanı sıra yurtdışında yaşadığı dönemlerde ve seyahatlerinde, müze ve ören yeri ziyaretleriyle Dünya kültürlerini incelemeye de devam eder. Poseidon Çatalı ya da Asası, Efes’ten alıntılayarak eserlerine taşıdığı Yunanca fi (ɸ) harfi, stilize geyik ve onlarca kültürel imge Halil Akdeniz’in eserlerinde temsili görevlerini yerine getirmek üzere sanatsal kurgusunda yer alır.


Halil Akdeniz’in eserlerinin önemli bir detayı ise, tuval yüzeyindeki renk ve dokunun, bir strüktür ya da doku oluşturma amacıyla yapılmamış olmasıdır. Halik Akdeniz, Yalçın Sadak ile röportajında bu konuya şu açıklamayı getiriyor: “Bu, konseptlerimin belirlediği bir tekniktir. Kullandığım simgelerin gizemi, eskiye, tarihe gönderimli taşıyıcılığına işaret eder. Bütün bu simgelerin aslında o tarihi dönemlerden bugüne taşıyıcıları, genellikle yeşil ve kırmızımsı bloklardır. Dolayısıyla bunlar benim resimlerimde sık kullandığım teknik olarak geliştirdiğim gerçek dünyadaki taşıyıcıların resimsel karşılıklarıdır…” (Yalçın Sadak; 12 Sanatçı 12 Söyleşi, Akasya Yayınları, İstanbul, 2015).

Halil Akdeniz’in eserlerinde özellikle dikkat çeken diğer noktalardan biri de çalışmaların mimari bir titizlikle hazırlanması olarak düşünülebilir. Kafalarda oluşan “Mutlaka eskiz yapıyordur” sorusuna ise Yalçın Sadak ile gerçekleştirdiği röportajda şu yanıtı veriyor: “İlginçtir, ben çalışmalarım için hiç eskiz yapmam. Hiçbir tablomun önceden yapılmış bir eskizi yoktur. Ne demek bu? Bu şu demek; her şey, resmin bütün oluşum süreçleri aşama aşama çalışma sırasında gerçekleşiyor. Çalışırken, bir kısım kendi çalışma yöntemlerimle çağrışımlar ve olasılıklar üzerinden giderek çalışmamı gerçekleştiriyorum. Sonuç olarak öngörüleriniz, bilgi birikiminiz, sanatsal deneyimleriniz, zekanız ve sezgilerinizle nihai bir noktaya geliyor ve eser ortaya çıkıyor. Bu benim çalışma yöntemimdir.” (Yalçın Sadak; 12 Sanatçı 12 Söyleşi, Akasya Yayınları, İstanbul, 2015).


Zaman içerisinde Halil Akdeniz’in sanatsal anlatımı tuval yüzeyine sığmaz ve sınırların ötesine taşınmaya başlar. Prof. Rıfat Şahiner, Halil Akdeniz ve Kültür İmleri Kitabında (2014) simgelerin yolculuğunu şöyle anlatıyor: “Özellikle 1990’ların başından bu yana Akdeniz, tuval ve şasiye yeni işlevler yükleyerek resimsel mekanın dışına taşmış ve birçok yeni malzemeyle deneysel bir sürece girmiştir. Bu deneysellik, sanatçıyı bir yandan bıkıp usanmaksızın sürekli yeni ilişkilendirmeler ve ifade yolları aramaya zorlamakta, öte yandan başlangıçtan beri kullanageldiği formları ve simgeleri yeni olasılıklar içinde düşünmesini sağlamaktadır. Akdeniz’in son dönem çalışmalarında geçmişin yazı, işaret ve simgeleri, alıntılanarak ya da sanatsal olarak dönüştürülerek günümüz imgeleriyle farklı bağlamlarda bir arada kullanılmaya başlar. Bu imgeler günümüz dünyası savaşlarına, siyasi ve politik çatışmalarına gönderimli evrensel nitelikli enerji, güç ve otorite simgeleri ve buna karşı nükleer karşıtı barış simgeleri gibi çağdaş imgelerle birlikte yer almaya başladığı görülür.”


SANAT EĞİTİMCİSİ OLARAK HALİL AKDENİZ
Halil Akdeniz’in eserlerinin ve sanatının biricikliğinin yanı sıra Türkiye Sanat Eğitimi için belki de sanatından taviz vermek pahasına gerçekleştirdiği yenilikler ve kurucusu olduğu Güzel Sanatlar Bölümlerinin, Yüksek Lisans ve Doktora programlarının da Akdeniz’i anlatırken mutlaka ayrı bir madde olarak ele alınması gerekir.
1986’da Yardımcı Doçent, 1987’de Doçent, 1994’te Profesör olan Akdeniz; Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü (bugünkü Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi), Ege Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi ve Anadolu Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak çalıştı. Ege, Dokuz Eylül ve Bilkent Üniversitelerinde Resim ve Güzel Sanatlar Bölümlerini kurdu. Bu üniversitelerde bölüm başkanlıkları, fakülte kurulu üyelikleri, üniversite senatosu ve üniversite yönetim kurulu üyeliklerine kadar çeşitli kademlerde görev aldı.
1996-2001 yılları arasında T.C. Bonn ve Berlin Büyükelçiliği Kültür Müşavirliği görevlerinde bulundu. 2001-2005 yılları arasında Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak çalıştı. Türkiye’de ilk kez Sanat Bilimini kurarak, Anadolu Üniversitesi’nde (2003) ve Işık Üniversitesi’nde Sanat Kuramı ve Eleştiri Yüksek Lisans Programlarını (2008) ve Sanat Bilimi Doktora Programını açtı (2013). Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde 2007-2013 yılları arasında Görsel Sanatlar Bölüm Başkanlığı ve Sosyal Bilimler Enstitüsü Sanat Bilimi Ana Bilim Dalı Başkanlığı görevlerinde bulundu ve halen aynı üniversitede öğretim üyesi olarak görevini sürdürmektedir.
Halil Akdeniz, ayrıca Çağdaş Türk Sanatı alanında eserleri ve araştırma yazılarıyla da tanınır. Akdeniz’in Türk sanatı ve sanatçılar üzerine yayınlanmış dört kitabı ve katalog yazıları, çok sayıda bilimsel yayın, araştırma, bildiri ve makaleleri ile birlikte hakkında yayınlanmış dört kitabı ve ayrıca eserlerinin yer aldığı çok sayıda sanat kitabı ve katalog bulunmaktadır. Eserleri, yurtiçi-yurtdışı müze ve özel koleksiyonlarda yer almaktadır.
Halil Akdeniz, sanata ve eğitime katkıları nedeniyle Almanya Münster Sanat Akademisi ‘Şeref/Onur’ üyesidir.


A DAY IN THE LIFE OF A YOUNG VIDEOGRAPHER

HAVE A STORY TO TELL IN 19 SECONDS?

Turkish American TV’s Youth Video Contest deadline has been extended to Monday, May 25th.

Have a story to tell in 19 Seconds?
The Turkish American TV proudly announces the first “Young Videographer” contest as part of celebrating the 10th anniversary of its media service in their community. Their aim is to motivate youth to engage with videography, audio-visual arts, and journalism.
Anyone 19 years old or younger is eligible to compete with an original 19 seconds video. Juried selection of 19 videos will be broadcasted as a special TATV show in their
community TV stations and online.

For more information about the contest and the video submission details, please contact info@turkishamericantv.org by email.

www.turkishamericantv.org

20 Mayıs 2015 Çarşamba

HALİL AKDENİZ ve KÜLTÜR İMLERİ KİTABI SEÇKİN KİTAPEVLERİNDE

Halil Akdeniz’in sanatına ve özellikle Kültür İmleri isimli serilerine retrospektif bir bakış açısı sunan, metinlerini Prof. Rıfat Şahiner’in kaleme aldığı HALİL AKDENİZ VE KÜLTÜR İMLERİ isimli kitap, Masa Yayınları’ndan çıktı. İstanbul Modern Sanat Müzesi, Patika Kitapevi Teşvikiye, Robinson Crouse Beyoğlu, Yem Kitabevi Fulya gibi önemli kitapçılarda satışa sunulmaya başlanan eser, toplam 315 sayfa.

İngilizce ve Türkçe olarak yayınlanan kitapta, Halil Akdeniz’in sanatının gelişim aşamaları olarak, tarihleri 1973 ve 2014 yılları arasında değişen, 50’si metin içinde, 126’sı ise katalog bölümünde olmak üzere toplam 176 eserine yer verilirken, özellikle 2000’lerin başından bu yana ağırlık verdiği Kültür İmleri Serileri geniş kapsamlı olarak sunuluyor. Resimlerin künye bilgilerinde, sanatçının eserlerinin yer aldığı müze ve özel koleksiyonlar da belirtiliyor.


Prof. Rıfat Şahiner, Halil Akdeniz ve Kültür İmleri Kitabı ile ilgili şu açıklamayı yapıyor: “Bu kitap, Halil Akdeniz’in sanatının kökenlerine ve gelişim dinamiklerine dair bir yolculuk olarak nitelenebilir ve böylece Akdeniz’in sanat anlayışının kaynakları, geçmiş ve günümüzün sanat prosedürleri içinde nasıl yorumlanabileceği üzerine çok yönlü bir düşünme zemini olarak değerlendirilebilir. Halil Akdeniz ve Kültür İmleri adlı bu çalışmada, sanatçının özellikle 2000’lerin başından beri yoğunlaştığı Kültür İmleri adlı bir dizi işine odaklanılmakta, Akdeniz’in bilimsel tercihleri ve yeni ifade arayışları analiz edilmektedir. Bu bağlamda, sanatçının özellikle son dönemde form ve malzeme tercihlerindeki zenginleşmeye yer verilirken, bu deneysel yönemlimlerin ne türden okumalara tabi tutulabileceği üzerinde durulmaktadır.”


HALİL AKDENİZ VE SANATI
Halil Akdeniz’in sanatını herhangi bir sanat akımı içinde -çok genel anlamıyla soyut sanat içinde değerlendirilecek olsa da- düşünmek veya Türk ya da yabancı bir sanatçının eserleri ile karşılaştırmak pek olası değildir. Prof. Rıfat Şahiner de sanatçının bu yönünü şu cümleler ile anlatıyor: “Halil Akdeniz’in sanatı kategorize edilmesi bir hayli güç görünen ve plastik kaygılarla kavramsal yapılaştırma prensiplerinin belli bir izleğe dayandığı evrimci bir çizgi izlemekte. Bu evrilme, anlamın ve biçimleme sorunlarının birbirini tetiklediği, simgelerin, imgelerin, göstergelerin sürekli devinerek yeni olasılıkları açığa çıkardığı özgün bir sanat anlayışını görünür kılıyor.
Akdeniz’in zihnini öteden beri meşgul eden Anadolu Uygarlıklarına ait imleri kullanması, sanatçının Hitit, Hatti, Frig ve Grek alfabelerindeki harfleri, kültürel birer şifre olarak bu topraklarda iz süren bir yaşamı ele geçirme kaygısı taşıdığını gösterir. Thales’in geometrisi, Herakleitos’un oyunbazlığı, Nietzsche’nin kehaneti hep oradadır. Akdeniz’in sanatını analiz ederken, sanatçının temel sorunsalının; Anadolu kültür çevrenine ait bilgi verilerini ele geçirmek, onların kökensel karşılıklarını bulgulamak ve bu bilgiyi bir tür zamansal arkeolojiyle ortaya çıkararak yeni biçimleme prensipleri oluşturmak olarak özetlenebilir.” (Rıfat Şahiner; Halil Akdeniz ve Kültür İmleri, Sunuş Yazısı, Masa Yayınları, 2015, İstanbul).


Halil Akdeniz ise, Nisan 2015’te Ofis Sanat Merkezi’nde düzenlenen “Kültür İmleri” başlıklı sergisinin kataloğu için kaleme aldığı yazısında Kültür İmleri’nin sanatının ana elemanları arasında nasıl yer aldığı konusunda şunları anlatıyor: “…Hem sanatçılarda ve hem de bilim adamlarında benim gözlemlediğim, yaratı kaynaklarımızın çoğunda bir itici gücün varlığı ve hatta bunun çocukluk dönemlerimizdeki yaşantılarımıza kadar uzandığıdır. Bunun birçok bilinen örnekleri var. Yaşantılarımızda ayrı zamanlarda ve birbirinden bağımsız olarak yapılan şeylerin bile bir zaman sonra belli noktalarda buluşmaya ve kesişme göstermeye başladığı görülür. Çocukluğum güney kıyılarında Antalya’da Likya ve Roma dönemi medeniyetlerinin kalıntılarının bulunduğu antik yörelerde geçti. Çocukluğumu geçirdiğim yörelerde henüz ilkokula bile gitmediğim zamanlarda üzerinde oynadığım üstü yazılı, resimli şekillerle dolu büyük blok taşları bugün gibi heyecanla hatırlıyorum. Onlar çok yabanıl bir dünyanın kalıntıları idi benim için. Tanımadığım başka dünyalardan, gökyüzünden gelen birileri tarafından yapılıp sonra da bırakılıp gidilmiş gibi gelirdi bana. Sanırım insanın çocukluğunda ya da yaşamının bir bölümünde onu çok etkileyen şeyler, birbiriyle ilgisi yokmuş, birbirinden bağımsız gibi görünseler de bir zaman sonra yaşamının bir bölümünde bir yerlerde buluşup kesişme noktaları göstermeye başlıyor. İnsanın sanat yaşamında ele aldığı konular, konseptleri ve sanatsal tavırları dönem içinde değişiyor. Sanatsal yaşamım, birikimlerim ve araştırma hevesim, yetiştiğim toprakların kültürel zenginliği içinde deneyimlenerek gelişip bugünlere geldi diyebilirim. Ele aldığım konuları yaşadığım kültürel bölgeler içinden seçtim. Nedense buna hep ihtiyaç duydum. Bazılarının sandığı gibi bunun milli ya da ulusal bir sanat yaratmakla ilgisi yok. Bu tamamen benim, sanatımı temellendirmeye çalıştığım, sanata bakış açımla ilgilidir.” (Elif Dastarlı-Metin Yazarı; Halil Akdeniz – Kültür İmleri Sergisi Kataloğu Eki: “Kültür İmleri – Kavramlar ve Sınırlar Ötesi-Halil Akdeniz”, Sakarya Büyükşehir Belediyesi Ofis Sanat Merkezi, Sakarya, Nisan 2015).


Sadece çocukluğunu geçirdiği çevredeki medeniyetlerin kalıntıları değil, hayatının farklı dönemlerini geçirdiği bölgelerin kültürü ve arkeolojisi de Halil Akdeniz’in sanatının katmanları arasında yer alır. 1978 yılında İzmir Ege Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde çalışmaya başladığı dönemde, bölgenin zengin tarihi ve kültürel çevresinin yanı sıra İzmir Körfez Kirlenmesi’nin çevresel ve sosyolojik etkileri ilgi alanına girer ve bugün literatürde, Türkiye’de çevre sorunlarını sanatında ilk gündeme getiren sanatçılardan biri olarak değerlendirilmektedir. Öğretim üyesi olarak Ankara’ya Bilkent Üniversitesi’ne geçtiğinde Hitit ve Hatti kültürü üzerine araştırmalara yönelir. Yaşamı boyunca devam ettiği Anadolu araştırmalarının yanı sıra yurtdışında yaşadığı dönemlerde ve seyahatlerinde, müze ve ören yeri ziyaretleriyle Dünya kültürlerini incelemeye de devam eder. Poseidon Çatalı ya da Asası, Efes’ten alıntılayarak eserlerine taşıdığı Yunanca fi (ɸ) harfi, stilize geyik ve onlarca kültürel imge Halil Akdeniz’in eserlerinde temsili görevlerini yerine getirmek üzere sanatsal kurgusunda yer alır.


Halil Akdeniz’in eserlerinin önemli bir detayı ise, tuval yüzeyindeki renk ve dokunun, bir strüktür ya da doku oluşturma amacıyla yapılmamış olmasıdır. Halik Akdeniz, Yalçın Sadak ile röportajında bu konuya şu açıklamayı getiriyor: “Bu, konseptlerimin belirlediği bir tekniktir. Kullandığım simgelerin gizemi, eskiye, tarihe gönderimli taşıyıcılığına işaret eder. Bütün bu simgelerin aslında o tarihi dönemlerden bugüne taşıyıcıları, genellikle yeşil ve kırmızımsı bloklardır. Dolayısıyla bunlar benim resimlerimde sık kullandığım teknik olarak geliştirdiğim gerçek dünyadaki taşıyıcıların resimsel karşılıklarıdır…” (Yalçın Sadak; 12 Sanatçı 12 Söyleşi, Akasya Yayınları, İstanbul, 2015).

Halil Akdeniz’in eserlerinde özellikle dikkat çeken diğer noktalardan biri de çalışmaların mimari bir titizlikle hazırlanması olarak düşünülebilir. Kafalarda oluşan “Mutlaka eskiz yapıyordur” sorusuna ise Yalçın Sadak ile gerçekleştirdiği röportajda şu yanıtı veriyor: “İlginçtir, ben çalışmalarım için hiç eskiz yapmam. Hiçbir tablomun önceden yapılmış bir eskizi yoktur. Ne demek bu? Bu şu demek; her şey, resmin bütün oluşum süreçleri aşama aşama çalışma sırasında gerçekleşiyor. Çalışırken, bir kısım kendi çalışma yöntemlerimle çağrışımlar ve olasılıklar üzerinden giderek çalışmamı gerçekleştiriyorum. Sonuç olarak öngörüleriniz, bilgi birikiminiz, sanatsal deneyimleriniz, zekanız ve sezgilerinizle nihai bir noktaya geliyor ve eser ortaya çıkıyor. Bu benim çalışma yöntemimdir.” (Yalçın Sadak; 12 Sanatçı 12 Söyleşi, Akasya Yayınları, İstanbul, 2015).


Zaman içerisinde Halil Akdeniz’in sanatsal anlatımı tuval yüzeyine sığmaz ve sınırların ötesine taşınmaya başlar. Prof. Rıfat Şahiner, Halil Akdeniz ve Kültür İmleri Kitabında (2014) simgelerin yolculuğunu şöyle anlatıyor: “Özellikle 1990’ların başından bu yana Akdeniz, tuval ve şasiye yeni işlevler yükleyerek resimsel mekanın dışına taşmış ve birçok yeni malzemeyle deneysel bir sürece girmiştir. Bu deneysellik, sanatçıyı bir yandan bıkıp usanmaksızın sürekli yeni ilişkilendirmeler ve ifade yolları aramaya zorlamakta, öte yandan başlangıçtan beri kullanageldiği formları ve simgeleri yeni olasılıklar içinde düşünmesini sağlamaktadır. Akdeniz’in son dönem çalışmalarında geçmişin yazı, işaret ve simgeleri, alıntılanarak ya da sanatsal olarak dönüştürülerek günümüz imgeleriyle farklı bağlamlarda bir arada kullanılmaya başlar. Bu imgeler günümüz dünyası savaşlarına, siyasi ve politik çatışmalarına gönderimli evrensel nitelikli enerji, güç ve otorite simgeleri ve buna karşı nükleer karşıtı barış simgeleri gibi çağdaş imgelerle birlikte yer almaya başladığı görülür.”


SANAT EĞİTİMCİSİ OLARAK HALİL AKDENİZ
Halil Akdeniz’in eserlerinin ve sanatının biricikliğinin yanı sıra Türkiye Sanat Eğitimi için belki de sanatından taviz vermek pahasına gerçekleştirdiği yenilikler ve kurucusu olduğu Güzel Sanatlar Bölümlerinin, Yüksek Lisans ve Doktora programlarının da Akdeniz’i anlatırken mutlaka ayrı bir madde olarak ele alınması gerekir.
1986’da Yardımcı Doçent, 1987’de Doçent, 1994’te Profesör olan Akdeniz; Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü (bugünkü Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi), Ege Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi ve Anadolu Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak çalıştı. Ege, Dokuz Eylül ve Bilkent Üniversitelerinde Resim ve Güzel Sanatlar Bölümlerini kurdu. Bu üniversitelerde bölüm başkanlıkları, fakülte kurulu üyelikleri, üniversite senatosu ve üniversite yönetim kurulu üyeliklerine kadar çeşitli kademlerde görev aldı.
1996-2001 yılları arasında T.C. Bonn ve Berlin Büyükelçiliği Kültür Müşavirliği görevlerinde bulundu. 2001-2005 yılları arasında Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak çalıştı. Türkiye’de ilk kez Sanat Bilimini kurarak, Anadolu Üniversitesi’nde (2003) ve Işık Üniversitesi’nde Sanat Kuramı ve Eleştiri Yüksek Lisans Programlarını (2008) ve Sanat Bilimi Doktora Programını açtı (2013). Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde 2007-2013 yılları arasında Görsel Sanatlar Bölüm Başkanlığı ve Sosyal Bilimler Enstitüsü Sanat Bilimi Ana Bilim Dalı Başkanlığı görevlerinde bulundu ve halen aynı üniversitede öğretim üyesi olarak görevini sürdürmektedir.

Halil Akdeniz, ayrıca Çağdaş Türk Sanatı alanında eserleri ve araştırma yazılarıyla da tanınır. Akdeniz’in Türk sanatı ve sanatçılar üzerine yayınlanmış dört kitabı ve katalog yazıları, çok sayıda bilimsel yayın, araştırma, bildiri ve makaleleri ile birlikte hakkında yayınlanmış dört kitabı ve ayrıca eserlerinin yer aldığı çok sayıda sanat kitabı ve katalog bulunmaktadır. Eserleri, yurtiçi-yurtdışı müze ve özel koleksiyonlarda yer almaktadır.
Halil Akdeniz, sanata ve eğitime katkıları nedeniyle Almanya Münster Sanat Akademisi ‘Şeref/Onur’ üyesidir.



16 Mayıs 2015 Cumartesi

“SPACELINER” GRUP SERGİSİ ARTER’DE / “SPACELINER” GROUP EXHIBITION AT ARTER

İnci Eviner, "Off the Mirror", 2015, 3-channel HD video, 5.1 surround sound, 6', loop, Video still, Courtesy of the artist

15 Mayıs–2 Ağustos 2015
Küratör: Barbara Heinrich
(Please scroll down for English version)

Arter, 15 Mayıs–2 Ağustos 2015 tarihleri arasında “Spaceliner” başlıklı grup sergisini sunuyor. Küratörlüğünü Barbara Heinrich’in üstlendiği “Spaceliner”, çağdaş desen üretiminin içerdiği biçimsel çeşitliliği sergilemeyi amaçlıyor. 17 sanatçının yer aldığı sergide, desen ve mekân arasındaki ilişkiyi araştıran işlere yer veriliyor. Peter Anders, Sandra Boeschenstein, Pip Culbert, İnci Eviner, Monika Grzymala, Nic Hess, Gözde İlkin, Harry Kramer, Pauline Kraneis, Hans Peter Kuhn, Zilla Leutenegger, Pia Linz, Christiane Löhr, Ulrike Mohr, Jong Oh, Nadja Schöllhammer ve Heike Weber’in katıldığı “Spaceliner”,  çizgi ve desenin yüzeyden özgürleşip mekansallaşmasına ilişkin farklı yöntem ve yaklaşımları örneklendiren bir sergi.

Peter Anders, "True Lies", 2015, Crocheted tablecloths¸ luminescent colour¸ flash unit, 230 x 650 cm, Photo: Peter Anders, Courtesy of the artist.

1960’lı yıllarda desen kavramının başka sanatsal üretim alanlarına ve mecralara yayılmasıyla beraber, desenle yerleştirme, heykel, video, film, fotoğraf ve çevre sanatı arasında da daha geniş kapsamlı diyaloglar kuruldu. “Spaceliner”, hem desenin epistemolojik niteliklerini hem de başka mecralardaki yorumlanma biçimlerini araştırmayı hedefliyor.

“Spaceliner”daki bütün işler temelinde desenin yer aldığı bir düşünme biçiminden besleniyorlar. Bu yaklaşım, ortaya çıkan sanatsal üretimi diğer mekânsal yerleştirmelerden farklı kılıyor. Bu fark malzeme seçimi ve kullanımında gözlemlenebildiği gibi, özellikle işlerin grafik yoğunluğunda ve çizgilerin mekâna yerleştirilişinde ortaya çıkıyor. “Spaceliner”da yer alan işlerin harekete dayalı yönleri onları kavrayışımızda merkezi bir öneme sahip. Hareket unsuru, imgenin mekânsal varlığı ve bizlerin uzam içindeki gerçek deneyimi arasındaki gerilime ilişkin bir söylem oluşmasına imkan verir.

Heike Weber, "Utopia", 2007, Paint marker on polystyrol, 465 x 465 x 270 cm, 
Installation view: Transfer Türkiye-NRW¸ Museum Bochum, Germany, 
Photo: Carl-Victor Dahmen, Courtesy of the artist

15 Mayıs’tan itibaren izlenebilecek olan sergide Arter’in mimari/fiziksel mekânı, üretilen imgeler için bir “sınır” işlevi görecek. Böylelikle, duvarları, yerleri ve pencereleri tanımlayan çizgiler sergide yer alan işlerde yankılanırken, işler de kendi yankılarını sergilendikleri mekânda bulacaklar. “Spaceliner”daki işlerin üretiminde kullanılan malzemelerin ve tekniklerin çeşitliliği, desen üretiminin çok yönlü niteliğinin altını çizecek.

ARTER - sanat için alan 
İstiklal Caddesi No: 211, Beyoğlu
www.arter.org.tr

Arter’in açık olduğu gün ve saatler:
Salı–Perşembe: 11:00–19:00
Cuma-Pazar: 12:00–20:00
Pazartesi günleri kapalı.

Arter sergilerine giriş ücretsizdir.










“SPACELINER” GROUP EXHIBITION AT ARTER
15 May–2 August 2015
Curated by Barbara Heinrich

ARTER will host a group exhibition entitled “Spaceliner” between 15 May and 2 August 2015.

Curated by Barbara Heinrich, “Spaceliner” will attempt to examine the stylistic vocabulary of contemporary drawing and will present artists whose works explore the relationship between drawing and space. “Spaceliner” will illustrate working methods and approaches of contemporary drawing production through the works of Peter Anders, Sandra Boeschenstein, Pip Culbert, İnci Eviner, Monika Grzymala, Nic Hess, Gözde İlkin, Harry Kramer, Pauline Kraneis, Hans Peter Kuhn, Zilla Leutenegger, Pia Linz, Christiane Löhr, Ulrike Mohr, Jong Oh, Nadja Schöllhammer and Heike Weber.  As the concept of drawing expanded in the 1960s, drawing itself proliferated to other genres and media, and developed wide-ranging dialogues with installation art and sculpture, video, film and photography as well as with environmental art. In this regard, “Spaceliner” will attempt to grasp the epistemological qualities that define the medium of drawing as well as its interpretation in other media.

Hans Peter Kuhn, "A Vertical Lightfield", 2009, Fluorescent tubes, loudspeaker, servo drives, computer, aluminium panels, Permanent light and sound installation in Orchard Central, Singapore, Courtesy of the artist

All of the works presented in “Spaceliner” stem from a mode of thinking rooted in drawing, which differentiates the artistic outcomes from spatial installations in general. This approach manifests itself in the choice of materials and their use. Above all, it is revealed in the works’ graphic intensity and how lines are used within the space. The aspect of motion is integral to the works’ conception, leading to discourse on the tension between spatial image and actual experience in space. The architectural/physical structure of the exhibition space at ARTER will become the boundaries of the images produced. Therefore, lines that define the walls, the floors and the windows will echo in the works and vice versa. The diversity of the materials and the range of the techniques used in the production of the works in “Spaceliner” will underline the multi-faceted quality of drawing production.

ARTER - space for art
İstiklal Caddesi, 211, Beyoğlu 34433 Istanbul-Turkey
T + 90 212 243 3767
info@arter.org.tr
arter.org.tr

Opening hours:
Tuesday–Thursday: 11.00–19:00
Friday–Sunday: 12.00–20.00
Closed on Mondays.


Admission free.