metal çubuklar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
metal çubuklar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Eylül 2015 Salı

“TÜYLERİM DİKEN DİKEN”: BİR SANATÇININ ÇIĞLIĞI

Erdal Duman, (Photo by Ümmühan Kazanç).
“MY HAIR STAND ON END”: THE CRY OF AN ARTIST

Yazı: Ümmühan Kazanç

Sanatçı Erdal Duman’ın ArtInternational 2015 Fuarı’nda, .artSümer standında “Tüylerim Diken Diken” başlığı altında sergilediği çalışmaları, son günlerde yaşadığımız ve hepimizin tüylerini diken diken eden acı olayların etkisiyle özel bir farkındalık yaratarak, ön plana çıkıyordu.  
Erdal Duman’ın özellikle “860” isimli, GÖZYAŞI ŞİŞELERİ ile oluşturduğu enstalasyonu karşısında dakikalarca durdum. Ben o gözyaşı şişeleri içinde çok şey gördüm: Onlarca şehidin ardında bıraktığı eş, çocuk, ana ve babaların gözyaşları; masum bedeni Bodrum’da sahile vuran Aylan Bebeğin artık akamayacak gözyaşları; Suriye’deki savaştan kaçarak, başka yurtlara sığınmaya çalışan mültecilerin gözyaşları; şiddet gören kadınların, kızların gözyaşları; adeta hunharca katledilen doğanın göremediğimiz gözyaşları… Gözyaşları artık boğazımızdan yükselen çığlıklara karışarak çok kanlı akıyor.

Erdal Duman, “Tüylerim Diken Diken - My Hair Stand On End”, 2015, metal,
225x25x6 cm., edisyon 1, (Photo by Ümmühan Kazanç).
Ve Erdal Duman’ın metal çubuklarla oluşturduğu “Tüylerim Diken Diken” duvar yazısı da metal çivinin soğuk ve sivri ucu gibi, vücudumuzda, ruhumuzda derin izler bırakan yüzlerce acıya, insanlığın hızla yok oluşuna sert ve anlamlı bir dokunuştu.


Erdal Duman, “Tüylerim Diken Diken -
My Hair Stand On End”, detay, 2015,
metal, 225x25x6 cm., edisyon 1,
(Photo by Ümmühan Kazanç).
ERDAL DUMAN’DAN “TÜYLERİM DİKEN DİKEN”
Erdal Duman ArtInternational Fuarında “Tüylerim Diken Diken” başlığı altında sergilediği çalışmalarının kavramsal altyapısını şu sözlerle anlatıyor: “Hayatta kalmak adına yaratıcılığımızı sonuna kadar kullanarak kendimizden başka hiçbir şey geride bırakmadan ilerliyoruz. Bu konuda o kadar başarılıyız ki doğadaki en mükemmel canlıları bile kıskandıracak şekilde becerikliyiz. İnsanlığın ortaya koyduğu bu yetenek karşısında tüylerim diken diken. Kendinden olmayanı yok eden, farklı inanca, yaşam biçimine tahammülü olmayan yapısıyla, empatiden yoksun bakışıyla yol alan insanın tek kurtuluşu ise, birbirinin tıpkısı olan dev bir organizmaya dönüşmesi. Ancak o zaman kendisi için en uygun yaşam biçimine kavuşacak. Artık ortada yok edecek kadın, çocuk, doğa, hayvan, inanç, ırk kalmadığında kendi için ideal dünyayı yaratmış olacak.”


Erdal Duman, “860”, 2015, gözyaşı şişeleri, metal çubuklar, değişebilir ölçü,
(Photo by Ümmühan Kazanç).

“MY HAIR STAND ON END” by ERDAL DUMAN
Erdal Duman explains conceptual background of  his Works titled as “My Hair Stand On End”: “In order to survive in this World, using up all our creativity, we have been destroying everything around us, heading fort he ideal future.
We have very well done in this respect, which is so unique among all creatures. This deed of us makes my hair stand on end. With our innate intention of destroying others who have different religion, lifestyle on so on, with their lack of empathy for others, humanity will only achieve to survive by turning itself to an organization of individuals all uniformed, or all the same. Then there will be no women, no children, no nature, no animals, no race, no faith to eradicate, at which point it will manage to deserve its ideal form without any variety and diversity.


Erdal Duman, “860”, 2015, gözyaşı şişeleri,
metal çubuklar, değişebilir ölçü,
(Photo by Ümmühan Kazanç).
ERDAL DUMAN ÖZGEÇMİŞ
1976 yılında Almanya’da doğan Erdal Duman, 2002 yılında Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’nden mezun oldu. 2007 yılında Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Heykel Anasanat Dalı yüksek lisans programını tamamladı. Halen Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü’nde sanatta yeterlik programına devam etmektedir. Çok sayıda kişisel, karma sergiler ve ortak projelerde yer aldı. Ayrıca fotoğraf çalışmaları ve afiş tasarımı alanında işleri bulunmaktadır.
Erdal Duman, son yıllarda Ankara’nın sanat ortamına hareket getiren Yaygara Güncel Sanat Topluluğu’nun kurucularından. İşlerinde militarizmi ve daha belirgin olarak da savaş araç gereçlerini konu ediniyor. Daha önce Ankara’da katıldığı sergilerde ve Contemporary İstanbul gibi etkinliklerde çeşitli örneklerini izleyici karşısına çıkardığı işler 2011 yılında "Ammunition" isimli kişisel sergisi İstanbul’da .artSümer’de yer almıştı.
Savaş, günümüz dünyasında neredeyse bütün bir haritayı kaplayacak şekilde yayıldığı halde en görünmez hale gelen olgulardan biri. Her an her yerde bir ayaklanma, bir toplumsal kalkışma ya da topyekün seferberlik durumu yaşanıyor. Ön planda insanlar acı çeker ve ölürken, resmin görünmeyen kısmında silah teknolojileri üzerine büyük pazarlar kurulup dağılıyor. Erdal Duman işlerinde resmin bu görülmeyen kısmına odaklanıyor. Daha doğrusu hepimizin bilmesine ve apaçık göz önünde olmasına karşın, iktidar odaklarının ustaca sümen altı etmeyi başardıkları, dikkati başka bir tarafa çekmeyi becerdikleri bu illüzyona işaret ediyor.


Erdal Duman, “Dimdik – As Straight As an Arrow”,
2015, metal, pirinç döküm, 52x52x185 cm.,
(Photo by Ümmühan Kazanç).
ERDAL DUMAN BIOGRAPHY
When the object is represented in a different way than the usual, it takes on a new definition. The image on the verge of reality creates a replica that constantly sabotages its original, distorts and disconnects with its own reality, giving way to the emergence of an image that is identical with the original yet metaphorically transformed in terms of meaning.
When images replace reality, human consciousness moves to a different angle. Hence it is impossible to conceive reality at this space between the situation itself and its conceptualization. The indicator that emerges in that interim leads the mind astray, superseding the sight. When we think about the images of the recent Gulf War, we can draw the same conclusion: In fact Baudrillard underlined this by saying “Gulf War did not take place”. Rather than a war that caused the death of thousands of people, the assumption referred by this sentence is the question if those images that we watched were real. Even the question if all that has happened was a construct, cannot find its reality. Everything is there for the world to see yet dissimulated perfectly.
Erdal Duman borrows the shapes of the objects that represent violent and tragic realities, and he rebuilds them. These false ammunitions conceal their true existence while reflecting the false reality of the other. In fact, in contradiction to their defective reality, they manifest a more complete reality by showing their existence in their absence.
Erdal Duman’s sculptures are as permeable as the images of war. Looks pass through them without touching anything, as if they were camouflaged by space. Space appears to be another component of these sculptures, where the meaning is hidden. Space refers to the identical yet unseen and undisclosed part of reality. Still these objects are glamorous and bright with neon colors to catch our glances. They are as ravishing as war instruments. Because they are alienated from reality and their meanings are camouflaged.
Born in 1976 in Germany, Erdal Duman obtained his BFA in Sculpture in 2002 in Hacettepe University in Ankara, and completed his MFA from the same institution in 2007. In 2011 he opened his first solo show, "Ammunition" at artSümer. He currently lives and works in Ankara.

FOR INFO:
.artSümer
www.artsumer.com
kemankeş mah. mumhane cad. laroz han no:67 karaköy 34425 istanbul turkey

t.+90 212 249 1035
f.+90 212 249 1036
m.+90 539 340 6089