fotoğraf etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
fotoğraf etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Ekim 2022 Pazartesi

Serhat Akavcı, Fotoğraf Tekniğiyle Nereye Koşuyor?

Serhat Akavcı, LP035, 2022, foto heykel, deri üstüne dijital, baskı, 37x37x20 cm.



Labirent Sanat, 13 Ekim- 19 Kasım 2022 tarihleri arasında Serhat Akavcı’nın son dönem işlerinin yer aldığı “Loop” isimli kişisel sergisini sunuyor. C. G. Jung “Ruh, İnsan, Sanat, Edebiyat” kitabında modern tıbbın kurucusu Paracelsus’un öğretisine yer verir. “Paracelsus, Limbus bir dairedir, canlı dünya büyük bir dairedir, insan ‘Limbus minör’ yani küçük dairedir. Mikrokozmozdur. Dolayısıyla dışarıda olan her şey içerde, yukarıda olan her şey aşağıdadır” demektedir. İnsan bu sonsuz ve parçası olduğu evren içinde deneyimleri ile şekillenir. Doğduğu aile, coğrafya, toplumsal ve sosyo-kültürel yapı, ilişki halinde olduğu her şey ve genetik miras kişinin ‘ben’ini şekillendirir. Bununla beraber ‘ben’ de çevresini biçimlendirir. Kosmosda her şey birbiriyle ilişkilenme kapasitesiyle kuşatılmıştır. Her varlık birbirini deneyimlemeye açıktır.

Loop sergisi, açıklık içinde varoluşunu sürdüren bireyin, hayatının belli bir döneminde yaşadığı travmatik olguların yıkıcı etkisiyle mücadelesine ve bu olguların döngüsel yapısına odaklanmaktadır. Farkındalık şifalanma süreci için yeterli mi? Bu döngüyü kırmak mümkün mü? Bedensel çıplaklığı aşmak mı, zihinsel çıplaklığa ulaşmak mı, daha zor? Bizi kişisel deneyimlerimizi, sırlarımızı paylaşmaya iten motivasyon nedir? Kişi hangi koşul ve şartlarda merkeziliğinden çıkar? Kişisel deneyimin başka birine aktarımındaki sınırlar nelerdir? gibi sorular Serhat Akavcı’nın üretim sürecini şekillendirmektedir.


Serhat Akavcı, LP019, 2022, fotoğraf tabanlı dijital manipülasyon, arşivsel pigment baskı, 70x47 cm.


Tıpkı bedensel rahatsızlıklarımızın habercisi ağrı, ateş, vb. semptomlar gibi kronik mutsuzluğu, huzursuzluğu erteleyip, baskılamak, görmezden gelmek çoğu zaman kaçınılmaz olan daha büyük sıkıntıları temellendirir. Jung’un “…İnsan kendi gölgesiyle yüzleşip hesaplaşmayı öğrenirse dünya için gerçek bir şey yapmış olur, günümüzün devasa, çözülmemiş toplumsal sorunlarının küçük bir parçasını sırtlanmış olur” saptamasında aslında ilişkisel varlık olan insanın, bireysel açmazlarının, tüm çevresine hatta gelecek nesillere aktarabildiğini düşününce, travma ile baş edebilmenin ve döngüyü kırmanın önemini hissettirir.   

“Loop” sergisinin hazırlık sürecinde projeye dahil olan katılımcıların/modellerin kişisel öykülerini, deneyimlerini, hayattaki dönüm noktalarını aktarımıyla oluşan birikimin, beden dili üzerinden anlatımında ifade bulan Akavcı’nın işlerini 19 Kasım tarihine kadar Labirent Sanat’ta görebilirsiniz.

 

Labirent Sanat

Çatma Mescit Mah. Tepebaşı Cad. No: 56 K: 2 34430, Beyoğlu / İstanbul

Ziyaret saatleri: Salı - Cumartesi: 11.00 - 19.00

Detaylı bilgi ve daha fazla görsel için: info@labirentsanat.com | +90 531 712 45 25

 

Serhat Akavcı, LP032, 2022, fotoğraf tabanlı dijital manipülasyon, arşivsel pigment baskı, 57x46 cm.


SERHAT AKAVCI - “LOOP”

Labirent Sanat presents the solo exhibition titled “Loop” featuring Serhat Akavcı's latest works between 13 October-19 November 2022.

C. G. Jung, in his book “Spirit in Man, Art, and Literature”, includes the doctrine of Paracelsus, the founder of modern medicine. Paracelsus, “Limbus is a circle. The animate world is the larger circle, man is the ‘Limbus minor,’ the smaller circle. He is the microcosm. Consequently, everything without is within, everything above is below” says. Man is shaped by his experiences in this infinite universe of which he is a part. The family, geography, social and socio-cultural structure, everything he is in contact with, and genetic heritage shape the 'I'. However, the 'I' also shapes its environment. Everything in the cosmos has the capacity to be interrelated. Every being is open to experiencing each other.

Loop exhibition focuses on the individual's struggle with the destructive effects of the individual or social traumatic events he has experienced in a certain period of his life, and the cyclical nature of this phenomena. Is awareness sufficient for the healing process? Is it possible to break this cycle? Is it more difficult to overcome bodily nakedness or to attain mental nakedness? What motivates us to share our personal experiences and secrets? In what conditions does the person become decentralized? What are the limits to the transfer of personal experience to someone else? These questions shape the production process of Serhat Akavcı.

Serhat Akavcı, LP040, 2022, foto heykel, deri üstüne dijital baskı, 27x21x19 cm.


Just like pain and fever, which are the precursors of our bodily ailments, delaying and suppressing chronic unhappiness and uneasiness, often grounds the inevitable bigger problems. Considering that the individual dilemmas of the human being, who is essentially a relational being, can be transferred to his entire environment and even to future generations, in Jung's determination that “...if a person learns to face his own shadow and come to terms with it, he will have done something real for the world, shouldering a small part of today's huge, unresolved social problems” makes us feel the importance of dealing with our dark side and breaking the cycle.

You can see the works of Akavcı which are expressed in the body language of the accumulation created by the personal stories, experiences, and life-turning points of the participants/models involved in the project during the preparation process of the “Loop” exhibition, at Labirent Sanat until 19 November.

Labirent Sanat

Çatma Mescit Mah. Tepebaşı Cad. No: 56 K: 2 34430, Beyoğlu / İstanbul

Visiting hours: Tuesday - Saturday: 11.00 - 19.00

For more information and images: info@labirentsanat.com | +90 531 712 45 25

13 Ekim 2016 Perşembe

LEICA GALLERY İSTANBUL ALP SİME’NİN “CERATONIA” SERGİSİYLE AÇILIYOR

Alp Sime, Building and Horse, 2016.

Leica Galeri İstanbul, Alp Sime’nin “Ceratonia” başlıklı kişisel sergisi ile Bomontiada’da açılıyor. Leica 19. yüzyıldan itibaren yön verdiği fotoğraf tarihinin izlerini Doğuş Grubu ile İstanbul’un tarihi binalarından birine taşıyor. Dünya’daki 15. Leica Galeri olan İstanbul, uluslararası sanat arenasında Türkiye’nin yaratıcı potansiyelini ortaya çıkarmayı hedefliyor.

Leica Galeri İstanbul’un programında, uluslararası üne sahip yerli ve yabancı sanatçıların yanı sıra, keşfedilmeyi bekleyen ve iddialı içerik üreten genç fotoğraf sanatçıları yer alıyor. Leica Galeri ve Akademi, Leica geleneği ve vizyonu doğrultusunda fotoğraf tutku ve bilincini daha geniş kitlelere ulaştırmayı amaçlıyor. 1849 yılında Almanya’da kurulan Leica’nın ilk kamera modeli 1914’te Oskar Barnack tarafından geliştirildi. Leica, 35 mm el yapımı fotoğraf makinelerini üretmeye başladıktan sonra ise fotoğraf dünyasında ve tarihin belgelenmesinde yepyeni bir çağ açıldı. Magnum Fotoğraf Ajansı’nın kurucularından ve sokak fotoğrafçılığının liderlerinden Henri Cartier-Bresson “Leica benim gözümün uzantısı” diyerek markanın fotoğraf tarihindeki önemini vurgulamıştı.

Alp Sime’nin “Ceratonia” başlıklı sergisinde Leica için özel olarak üretilen bir seri ile Sime’nin eski dönem yapıtlarından bir seçki bulunuyor. Sanatçının güçlü estetik dili belgeselle kurgu arasındaki çizgiyi incelten anlatımı ile birleşiyor. Sime’nin kişisel ve toplumsal geçmişinden yola çıkarak yakaladığı sahneleri izleyicinin zihninden önce duygularını harekete geçirmeyi başarıyor. Seri halinde izlendiğinde farklı hikayeler barındıran, rafine bir sunum ile karşımıza çıkan serginin başlığı hakkında Alp Sime şunları
söylüyor: “Ceratonia – Türkçe’siyle keçi boynuzu, kimi yörelerde ise harnup - her çekirdeği eşit ağırlıkta, nerede olsanız hangi ağaçtan toplasanız aynıdır. Bu özelliği onu değerli taşlar için kullanılan karat birimi yapmış. Bu bana hassas bir dengeyi, anlaşmayı ve çok uzakta olmayan bir ülkeyi çağrıştırıyor.”

Leica Camera Yönetim Kurulu Üyesi ve Leica Galeri Uluslararası Direktörü Karin Kaufmann bu sergi hakkında şunları söylüyor: “Leica Galeri Istanbul’un, açılış sergisi için çok yönlü fotoğraf sanatçısı Alp Sime’yi seçmiş olmasından dolayı son derece mutluyum. Büyüleyici işler ortaya koyan 1970 İstanbul doğumlu sanatçının, çağımızın en önemli fotoğraf temsilcilerinden biri olduğu şüphesiz. Gündelik hayatımızın akışı içerisinde gözümüzden kaçan detayları zahmetsizce gün ışığına çıkartabiliyor. Daha şimdiden fotoğraf sanatının klasiklerinden olan Sime, bugün bize fotoğrafın büyük imkanlarını yeniden hatırlatıyor: duraksamak, dünyayı baştan keşfetmek ve hayatın zaman zaman saçma gelen çeşitliliğine hayretle eşlik etmek.”
“Ceratonia” 3 Aralık 2016 tarihine kadar Leica Galeri İstanbul’da görülebilir.

LEICA GALLERY İSTANBUL
BOMONTİADA
Tarihi Bomonti Bira Fabrikası
Birahane Sok., No:1/C, Bomonti

Sisli, 34380, Istanbul, Turkey