28 Şubat 2017 Salı

DAS ART PROJECT.’İN "DEKADANS" SERGİSİ 15-17 Mart’ta Pera Palace’ta


Kent belleğinde yer eden mekanlara özgü çağdaş sanat sergileri düzenleyen bağımsız sanat inisiyatifi DAS Art Project.'in ikinci sergisi Pera Palace Hotel Jumeirah’da gerçekleşecek. 19. yüzyılın sonlarında faaliyete geçen, tüm Türkiye tarihine tanıklık eden, var olduğu günden bu yana sayısız önemli şahsiyeti ağırlayan Pera Palace Hotel Jumeirah’ın 125. yılını da taçlandırarak, balo salonu ve odalarına yayılan sergi 15 - 17 Mart tarihlerinde ziyaret edilebilecek.

Genç bir küratöryel ekip olarak yola çıkan ve farklı disiplinlerde üretim gerçekleştiren sanatçılarla bir araya gelerek faaliyetlerini sürdüren “DAS Art Project.”, “Dekadans” adlı ikinci sergisini 15-17 Mart 2017 tarihlerinde müze-otel Pera Palace Hotel Jumeirah’da gerçekleştiriyor. Pera Palace’ın 125. yılına özel bir iş birliğinin sonucunda ortaya çıkan serginin teması ise bir toplumun, halkın veya yönetimin değer ve mekanizmalarındaki bozulmayı ifade eden tam Türkçe'si "düşkünleşmek" olan "Dekadans" terimi.



1880’li yıllarda İstanbul'u Avrupa'yla buluşturan Orient Express, Paris-İstanbul seferlerine başladığında batılı yolcuların alışkın oldukları standartları sunabilecek bir otel olarak kurulan Pera Palace, İstanbul ve Osmanlı'nın modernleşmesinde önemli yapılardan. Tüm Türkiye tarihine paralel tarihi olaylara tanıklık eden otel yazarlardan, diktatörlere, first-ladylerden, casuslara kadar geniş yelpazede konuklar ağırladı.

Pera Palas'ın tarihinden yola çıkan sergi
DAS Art Project, Pera Palace'ın kült konuklarından yola çıkarak hazırladığı kürasyonda, konuk listesindeki isimleri, Pera Palace'ın kendi hikayesiyle birlikte günümüz çöküşüne paralellikler taşıyacak şekilde eledi. Sergi sanatçıları Ozan Atalan, Burak Ayazoğlu, Ünal Bostancı, Aycesu Duran, Beril Gülcan, Onur Karaoğlu, Hakan Kırdar, Muhittincan, Öner Taylan Öztürk, Koral Sagular, Sena bu referanslardan yola çıkarak yeni üretimler gerçekleştirdiler. Performans, video, heykel, yerleştirme, yağlı boya ve fotoğraf gibi farklı disiplinlerde çalışan sanatçılar Knut Hamsun, Ernest Hemingway, Agatha Christie, Alfred Hitchcock, Pierre Loti, Mata Hari, Misbah Muhayyeş, Zsa Zsa Gabor gibi kült isimlerden yola çıkarak günümüz dekadansını inceleyecekler.

DAS Art Project. nedir?
Çisem Asya Albaş, Oğulcan Haşlaman ve Alper Turan’ın kurucuları ve küratörleri olduğu Das Art Project. bağımsız sanatçılarla çalışmayı hedefleyen, tarihi ve ikonik olarak değerli, kent belleğinde yer edinmiş mekanlarda, bu mekanlarla uyum sağlayacak temalar dahilinde kısa süreli sergiler düzenlemek üzerine yola çıkmış bağımsız bir sanat inisiyatifi, küratöryel bir ekiptir.
Ekip, tek bir gün süren "Oksitosin: Güven Üzerine Denemeler" adlı sergisini 14-15 Ekim 2016'da Haydarpaşa sahasında bulunan Muhacir Misafirhanesi'nde gerçekleştirdi. İlk kez kamuya açık bir etkinliğe ev sahipliği yapan Mimar Kemaleddin'in erken dönem eseri binada 26 genç sanatçı "güven" teması üzerine üretilen işler sergilendi.

BİLGİ İÇİN
DAS Art Project.

info@dasartproject.com

27 Şubat 2017 Pazartesi

SELMA GÜRBÜZ: "CARNIVALESQUE" EXHIBITION AT RAMPA GALLERY

Selma Gürbüz, BUM / BOOM, 2017, Tuval üzerine yağlıboya / Oil on canvas, 155 x 230 cm (61,02 x 90,55 inches) Sanatçının ve Rampa Istanbul'un izniyle / Courtesy the artist and Rampa, Istanbul Photo: CHROMA
Rampa is pleased to present its third solo exhibition of Selma Gürbüz’s works from March 2 – April 8, 2017. Gurbuz is an anomaly amongst her contemporaries. Her style and subject matter is singular and in her new body of works she continues and expands on her aesthetic prowess. The exhibition, “Carnivalesque” includes never before seen three-dimensional work, painting, work on paper, and kinetic sculpture.

Gürbüz’s works have often tended toward the historical, fantastical, and mythological -a tendency typical to Carnival, as well. Historically, Carnival was a celebration that occurs in late February or early March, better known as Mardi Gras or The Feast of Fools. The festival still famously exists today in cities like Venice and Rio de Janiero. It is a jubilant, ecstatic and excessive gathering held in preparation for Lent, a 40-day period of chastity, frugality and fasting. The celebration is marked by masks, theatre, performance, and is a jovial and sometimes sinister public revolution against all that is stabilizing or socially acceptable. Carnivalesque is therefore a freedom characterized by a communal and ritualistic defying of norms. It is war and peace, young and old, rich and poor, past and present, Heaven and Hell, male and female, all at once. It is speaking up and acting outside of reality.

While Gürbüz maintains her stylized aesthetic, in this exhibition she gives the figures and characters in her works a new agency. They speak, they fight, they dance, and some literally move off of the canvas, as in her three-dimensional paintings. The figures depicted, historical or imagined, animist or human, all have a sense of pride, marked by a defiant liveliness. Put together, the works reflect the shadowy, anarchic, and freeing dualities that define the Carnivalesque.

RAMPA

www.rampaistanbul.com


Selma Gürbüz, DIXI, 2016, El yapımı kağıt üzerine mürekkep / Ink on handmade paper
220 x 120 cm (86,61 x 47,24 inches) (çerçevesiz / without frame) Sanatçının ve Rampa Istanbul'un izniyle / Courtesy the artist and Rampa, Istanbul Photo: CHROMA

SELMA GÜRBÜZ "KARNAVALESK" SERGİSİ RAMPA’DA
Selma Gürbüz'ün "Karnavalesk" başlıklı üçüncü kişisel sergisi 2 Mart – 8 Nisan 2017 tarihleri arasında Rampa'da izleyici ile buluşuyor. Çağdaşları arasında üslup ve içerik açısından son derece farklı bir yere sahip olan Gürbüz, yeni sergisinde alışık olduğumuz kendine özgü estetik dilini yetkinleştirirken, eserlerinde daha önce görmediğimiz üç boyutlu uygulamalar ve kinetik heykellerle farklı bir dünyanın kapılarını aralıyor.

Gürbüz’ün yapıtları sıklıkla tarihsel, düşlemsel ve mitolojik olana meylediyor ve bu eğilimin Karnaval'a özgü bir karakter de olduğu da rahatlıkla söylenebilir. Tarihsel olarak Karnaval, Şubat sonunda ya da Mart başında düzenlenen, Mardi Gras ya da The Feast of Fools gibi ifadelerle isimlendirilmiş bir kutlamaya karşılık geliyor. Paskalya öncesindeki kırk günlük perhiz, kanaatkârlık ve oruç dönemine hazırlık olarak gerçekleştirilen neşe, esrime ve aşırılık şenliğinin adıdır Karnaval. Maskeler, tiyatro sahneleri ve performansların öne çıktığı kutlamalar toplumsal olarak makbul olana, düzeni muhafaza eden unsurlara karşı coşkulu bazen de tehditkâr bir kitlesel başkaldırıyı içinde barındırır. Dolayısıyla karnavalesk, normlara yönelik toplu, ayinsi bir meydan okuyuşu, özgürlük arayışını beraberinde getirir. Savaş ve barış, yaşlı ve genç, zengin ve yoksul, geçmiş ve gelecek, cennet ve cehennem, kadın ve erkek bir araya gelir. Gerçeğin dile gelmesi ile gerçeğin ötesine geçiş iç içe geçer.


Selma Gürbüz, Karnavalesk  |  Carnivalesque, 2017 Tuval üzerine karışık teknik / Mixed media on canvas 160 x 236 cm (62,99 x 92,91 inches) (çerçeveli / framed) Sanatçının ve Rampa Istanbul'un izniyle / Courtesy the artist and Rampa, Istanbul Photo: CHROMA
Gürbüz bu kişisel sergisinde stilize estetiğine bağlı kalırken diğer yanda da kullandığı figürlere ve karakterlere yeni bir öznellik katıyor. Bu figürler dile geliyor, kavga ediyor, dans ediyor ve bazıları, üç boyutlu resim çalışmalarında olduğu gibi, tuvalin dışına taşıyor. Resmedilen figürlerin tümü, ister tarihsel ister düşlemsel olsunlar, ister animist ister insan olsunlar, bir tür onur hissine, isyankâr bir canlılığa sahipler. Biraraya getirildiklerinde yapıtlar Karnavaleske karşılık gelen gölgeli, anarşik ve özgürleştirici ikilikleri yansıtıyorlar.

RAMPA
www.rampaistanbul.com 

23 Şubat 2017 Perşembe

MEHMET AKSOY: ÇEKİCİN RÜZGARINDAKİ EZOTERİK İLLÜZYONLAR

Mehmet Aksoy, “Zümrüd-ü Anka”, 2014, metal, 93x120x90 cm.

Anna Laudel Contemporary, usta heykeltıraş Mehmet Aksoy’un ışık ve renklerle dolu sihirli dünyasına yer vereceği yeni yılın bu ilk sergisinde sanatseverleri eşsiz bir zaman yolculuğuna davet ediyor. Sanatçının, beş sene aradan sonra yeniden benzersiz yapıtlarını sunacağı, son dönem çalışmalarından oluşan kişisel sergisi 23 Şubat - 20 Nisan 2017 tarihleri arasında görülebilir.

Türkiye ve özellikle Almanya’nın başkenti Berlin’in aralarında bulunduğu bir çok kentte sergilenen etkileyici açık hava heykel projeleriyle, yurt içi ve uluslararası alanda zamanının en özgün ve önemli heykel sanatçıları arasında kabul edilen MehmetAksoy, uzun bir aradan sonra yeniden dikkat çekici çalışmalarıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. Usta heykeltıraşın 23 Şubat tarihinde Anna Laudel Contemporary’de açılacak olan sergisi, sanatçının ilk defa bu sergide sunulacak olan yeni çalışmalarının yanı sıra 55 yıllık sanat birikiminin izlerine tanıklık etmemizi sağlayacak son dönem işlerini kapsayan değerli bir seçki sunuyor.


Mehmet Aksoy çalışırken, Böcek Ev, 2017.
Sergide, Mehmet Aksoy’un kütle üzerinde ve mekan içinde ışıkla beslenerek melodiye dönüşen heykelleri, Yesemek’teki heykel atölyesinde çalışan Hititli’den, Afrodisias’taki Yunan ustalarına uzanan bir geleneğin devamında form bularak karşımıza çıkıyor. Heykellerinde ana malzeme olarak taş ve metal kullanan sanatçı, kendi deyimi ile taşı her an değişen, dönen ve dolanan ışıkla yontarak, işlerinde mistik doğa olayları, Şamanizm ve arketip tanrı imgelerinin etkilerini yansıtıyor. Sergide yer alan çalışmalar, bu şekilde bizlere sanatçının pastoral dünyasının manevi temaları hakkında fikir verirken, bir yandan da sonsuz üretkenliğinin ve yaratıcılığının çıkış noktalarını sunuyor.

Mehmet Aksoy’u ağırlayacağı bu kapsamlı sergi ile 2017 yılına dikkat çeken bir giriş yapan Anna Laudel Contemporary, Karaköy Bankalar Caddesi’ndeki yeni mekanında ikinci sergisine ev sahipliği yapıyor.

ANNA LAUDEL CONTEMPORARY
Adres: Bankalar Caddesi 10 Karaköy, Beyoğlu 34420 İstanbul
Web sitesi: annalaudel.gallery
Facebook: www.facebook.com/annalaudel.gallery
Instagram: www.instagram.com/annalaudel.gallery
Twitter: twitter.com/laudelgallery


MEHMET AKSOY
1939 yılında Hatay, Yayladağı’nda doğan heykel sanatçısı Mehmet Aksoy, 1961-1967 döneminde, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Heykel Bölümü’nde Prof. Şadi Çalık Atölyesi’nde öğrenim gördü. Ardından yine aynı bölümde asistanlık yaparken 1970 yılından itibaren devlet bursuyla Londra’ya ve ardından da Berlin’e gitti ve bu şehirlerde akademik hayatını devam ettirdi. 1972 yılında Berlin Türk Akademiler ve Sanatçılar Derneği’nin kurucu üyeliğini ve başkanlığını yaptı.

Daha çok kamusal alanlarda, herkesin seyrine açık eserler tasarlamayı tercih eden sanatçının bu anlamdaki ilk adımlarından biri de 1976 yılında Antalya Film ve Sanat Festivali kapsamında gerçekleştirdiği 2 aylık kamuya açık heykel çalışması olmuştur. Mehmet Aksoy 1978’de Berlin’den İstanbul’a dönmüş, 1981yılına kadar İGDSA Heykel Bölümü Taş Atölyesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışmıştır. Türkiye’deki 80 darbesinin getirdiği politik baskıların ardından, 1981 yılından 1989’a kadar Berlin’de sanat üretimini sürdürmüştür. Bu dönemde, Berlin’de açık alanlarda sergilenmek üzere bir dizi heykel üretmiştir. 1989 yılında Türkiye’ye dönmesinin ardından Aya Irini’deki Şahmeran Öyküleri adlı projesi ile II. Uluslararası İstanbul Bienali’ne katılmıştır. 1990’larda İstanbul ve Ankara başta olmak üzere yine kamusal alanlarda sergilenen birçok heykele imza attı.


Mehmet Aksoy, “Perisperi Cübbe”, 2017, metal, 180x106x32 cm.
2000’lerde ise yaygın olarak bilinen, Kibele Çeşmesi (İş Sanat Kuleleri), İnsanlık Anıtı (Kars), Hezarfen (İTÜ Maslak kampüsü kütüphanesi) heykel çalışmalarını gerçekleştirdi. Açık alanlardaki eserlerinin yanı sıra İstanbul’da birçok galeride de kişisel sergileri açıldı. 2011 yılında, çalışmalarına 2005’te başladığı İnsanlık Anıtı adlı heykelin hükümet tarafından yıkılmasına karar verildi. Bu olay birçok tartışmaya neden olmasına rağmen, 2011 Nisanı ayında yıkımına başlanan heykel, 14 Haziran’da tamamen ortadan kaldırıldı.

2012 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde Mehmet Aksoy 50. Yıl
Retrospektif Sergisi açıldı. Burada 50 yıllık üretim serüveninden parçaların yanı sıra, yeni heykelleri de sanatseverlerle buluştu. Mehmet Aksoy, Türkiye ve Almanya’daki yarışma ve kurumların sunduğu birçok ödülün de sahibidir.

2000 senesinden beri çalışmalarını kendi tasarımı olan Böcek Ev’de sürdüren Mehmet Aksoy’un heykelleri doğanın kendisi, Şaman ritüelleri ve mitolojik hikayelerle dolu dünyasını yansıtır. Hem Türkiye hem de yurt dışında, açık hava çalışmalarıyla heykel anlayışına farklı bir boyut kazandıran sanatçının, yurt dışında açık havada sergilenen bir çok çalışması bulunuyor. Ana malzemesi taş ve metal olan Mehmet Aksoy’un özellikle ön plana çıkardığı ışık oyunları, heykel kütlesinin üzerinde ışığın su gibi dolaşarak farklı formlar bulduğu çalışmaları dikkat çekiyor.
www.mehmetaksoy.com


Mehmet Aksoy, “Şahmeran”, 2017, taş, mermer, metal, 260x166x108 cm.

Anna Laudel Contemporary
2012-2016 yıllarında, dört sene boyunca Erenköy’de yer alan ve Anna Laudel tarafından kurulan Art350 Galeri, güncel sanat alanında Türkiye ve uluslararası sanatçıların çalışmalarına daha kapsamlı destek vermek amacıyla yeniden yapılandırıldı ve Karaköy Bankalar Caddesi’nde tarihi bir binada Anna Laudel Contemporary ismi ile Aralık 2016’da kapılarını açtı.
Anna Laudel Contemporary, sergi alanına ek olarak sanatseverlerin bir araya gelerek fikir alışverişinde bulunduğu, uluslararası sanat ortamıyla birlikte hareket eden; sanatçıların aynı zamanda konakladığı ve yaratıcı projelere imza attıkları yeni bir mekan sunuyor. Aynı anda solo ve grup sergileri ve etkinlikler düzenlemeye olanak sağlayan beş katlı tarihi binada yer alan galerinin direktörlüğünü Ferhat Yeter yapıyor. Galerinin kurucusu Anna Laudel, Düsseldorf’tan Türkiye’ye 20 sene önce tekstil alanında iş kurmak için geldi. Kendisi aldığı eğitim ve içinde büyüdüğü güncel sanat ortamının etkisiyle Türkiye’de galeri açarak bu alanda çalışan yerli ve yabancı sanatçılara destek olmayı amaçlıyor.

Anna Laudel Contemporary, üretken sergi ve etkinlik programıyla İstanbul’un önde gelen dinamik güncel sanat merkezlerinden biri haline gelerek, uluslararası sanatçıları ağırlamanın yanı sıra, Türkiye’den sanatçıları uluslararası platformlarda temsil etmeyi hedefliyor.


Mehmet Aksoy, “Geyik Başlı Şaman”, 2004, taş ve metal, 43x40x32 cm.

22 Şubat 2017 Çarşamba

THE DIALOGUES I: “A Collection of Turkish Contemporary Art”

Kezban Arca Batıbeki, “Galata Tower”.


Curator: Efe Korkut Kurt
Artists: Harun Antakyalı, Eylül Aslan, Kezban Arca Batıbeki, Alper Bıçaklıoğlu, Kadriye İnal, Huri Kiriş, A. Cem Şahin, Merve Şendil, Sait Mingü

“The Dialogues I: A Collection Of Turkish Contemporary Art” exhibition will represent a selection of Turkish Contemporary Art in Mana Contemporary as a parallel art event to world’s one of the most significant  art fairs The Armory Show. The exhibition which will be organized between the 3rd and 9th of March will be the first leg of the dialogue between Istanbul and New York connected through the contemporary art.

New York and Istanbul are two different cities with their dynamic social life and their reflection on the artists. It’s not a coincidence that in such big metropolitans with many people from different social classes and places living next to each other, contemporary art is always in a constant progress. That’s why, two different group of artists from these two cities are aiming to create a bond and explore the limits of contemporary art in the series of ‘’THE DIALOGUES’’. 

The first exhibition will be held in one of the most well-known contemporary art spaces of New Jersey, MANA Contemporary at the spot of Apostrope NJ. THE DIALOGUES I: A Collection of Turkish Contemporary Art, which brings the works of Turkish contemporary artists together, aims to reflect reproductions of the cultural fragments under the styles of new figurative art and new pop-art with different type of mediums such as new media, painting, photography, prints and sculpture.


Harun Antakyalı, 2012, mixed media, 4x50x35 cm.
The exhibition is planned to be on the same dates of The Armory Show, one of the most significant art events of the world that will be held just across the Hudson River, in New York on the 2nd and 5th of March, 2017. Thus, this exhibition is created as a parallel art event to The Armory Show and it aims to connect the art lovers from all over the world and make them have a better understanding about Turkish Contemporary Art.

In the exhibition, Harun Antakyalı will bring street art onto the walls of interior by his works in which he creates a concrete effect on canvases. The young Turkish artist Eylül Aslan will reflect her attitude on feminism with her analog photographs. One of the well-known artists of Turkish contemporary art Kezban Arca Batıbeki will question how women manage to survive in different societies and classes of Turkey. Alper Bıçaklıoğlu, will be there with his works reflecting streets of Turkey with his graffiti-like silk screen prints and acrylic paintings. Kadriye İnal will represent her sculptures on women. Huri Kiriş will display the social chaos in the land where she lives with her high technical capacity in oil painting. For the exhibition, A. Cem Şahin will create prints that display the darker parts of the subconscious of a human, living in a big metropolitan. Merve Şendil will use her unique technique looking like the pixels of a faraway object on painting. And, finally Sait Mingü will be questioning society and people with his c-print diasek mount prints.

ALAN ISTANBUL
The main objective of ALAN Istanbul is to contribute to the production of contemporary art, which is independent and innovative. It aims to trigger spatial, social and financial elements for the art. ALAN Istanbul is founded to take place within the contemporary art worldwide, to bring contemporary art of the world to İstanbul and to take the production that made in İstanbul to the world.
ALAN Istanbul hosts both national and international exhibitions and projects of contemporary artists. ALAN Istanbul is a living venue with performance arts, video and movie shows, as well as plastic and visual art exhibitions. ALAN Istanbul is not only an art gallery, but also is a free and independent place for artistic activities. Within the scope of “Project Rooms” ALAN Istanbul also opens its doors to various expression tools of social interactions.
ALAN Istanbul is a location in which artist and designers of different disciplines may exhibit their works so that these works become observable in one of the most cultural and intensive regions of the city. In this respect, ALAN Istanbul is not only a physical venue, but also it aims to be a social place helping artistic works to be part of social interactions. Within the context of both spatial and performed exhibitions and projects, ALAN Istanbul became a permanent part of İstanbul art network taking its place in the agenda of dynamic and contemporary art audience.
ALAN Istanbul that is a reliable reference guide for the collectors with the artworks in its permanent collection and its expert team proves consulting service to those willing to develop and present their collection and to those willing to create collections that will reach to the next generations or to those just starting to be art collectors.


Kezban Arca Batıbeki, “Girl With Peacock”.


MANA CONTEMPORARY, NJ
Based in a vast former tobacco warehouse, it unites artist studios, exhibition spaces, and ancillary services in a single location, facilitating conversation and collaboration among its burgeoning creative community.
Visitors receive unparalleled access to all projects occurring inside Mana, and experience a range of art-making techniques and presentations first-hand. A transparent, comprehensive hub of creativity, Mana offers a profound, personal approach to contemporary art.
Founded in 2011, Mana Contemporary is one of the largest and most innovative contemporary art organizations in the United States. Through its integrated architectural design, Mana offers exceptional services, spaces, and programming for the greater creative community. Its rapidly expanding flagship location in Jersey City, originally built in 1890, will eventually encompass a footprint of more than two million square feet.
Mana’s integrated hive structure allows for the exchange of ideas between artists and art world luminaries. Practitioners specializing in a variety of disciplines—including painting, sculpture, photography, dance, film, sound, and performance—work alongside each other in a forward-thinking environment that fosters experimentation, collaboration, and mutual inspiration.


FURTHER INFO
ALAN ISTANBUL | Contemporary Art Space
Address: Asmalı Mescit Mahallesi, Asmalı Mescit Caddesi 5/2, 34430 Beyoğlu/İstanbul

Tel: (0212) 252 94 53


Kezban Arca Batıbeki, “Girl With Peacock”.

THE DIALOGUES I: “A Collection of Turkish Contemporary Art”
Küratör: Efe Korkut Kurt
Sanatçılar: Harun Antakyalı, Eylül Aslan, Kezban Arca Batıbeki, Alper Bıçaklıoğlu, Kadriye İnal, Huri Kiriş, A. Cem Şahin, Merve Şendil, Sait Mingü

“The Dialogues I: A Collection Of Turkish Contemporary Art” sergisi, Türkiye Çağdaş Sanatı’ndan bir seçkiyi, dünyanın en önemli sanat etkinliklerinden biri olan The Armory Show sanat fuarına paralel olarak Mana Contemporary’de izleyiciyle buluşturacaktır. 3-9 Mart 2017 tarihleri arasında gerçekleştirilecek sergi, İstanbul ile New York arasında çağdaş sanat üzerinden kurulacak bir diyaloğun ilk ayağı olacak. 

New York ve İstanbul dinamik sosyal hayatları ve sanatçılar üzerinde yarattığı yankılarla iki farklı şehir. Farklı sosyal sınıflardan ve mekânlardan çok sayıda insanın bir arada yaşadığı böylesi büyük iki metropolde sanatın her zaman süregelen bir gelişim gösteriyor olmasıysa tesadüf değil. Bu sebeple bu iki şehirden iki farklı sanatçı topluluğu “THE DIALOGUES” serisinde çağdaş sanatın sınırlarını keşfetmeyi ve bir bağ kurmayı hedefliyorlar.

İlk sergi New Jersey’in en tanınmış çağdaş sanat alanlarından biri olan Mana Contemporary’de Apostrope NYC’nin sergi mekânında düzenleniyor. Türk çağdaş sanatçılarının işlerini bir araya getiren “The Dialogues I: A Collection of Turkish Contemporary Art” sergisi yeni figüratif sanat ve yeni medya, resim, fotoğraf, baskı ve heykel gibi farklı medyumlarla yapılan yeni pop sanatı kapsamındaki kültürel fragmanların yeniden üretimini yansıtmayı amaçlıyor.

Sergi, Hudson Nehri’nin hemen öte yakasındaki New York’ta 2- 5 Mart 2017 tarihlerinde düzenlenecek dünyanın en önemli sanat olaylarından biri olan The Armory Show ile aynı tarihlerde yapılmak üzere planlandı. Dolayısıyla The Armory Show’a paralel bir etkinlik olarak oluşturulan bu sergi, dünyanın çeşitli yerlerinden sanatseverleri bir araya getirmeyi ve onlara Türk Çağdaş Sanatını tanıtmayı amaçlıyor.

Sergide Harun Antakyalı, sokak sanatını, kanvas üzerinde yarattığı beton etkisi taşıyan işleriyle iç mekan duvarlarına taşıyor. Genç Türk sanatçı Eylül Aslan feminizm üzerine düşüncelerini analog fotoğraflarıyla yansıtıyor. Türk Çağdaş Sanatının tanındık sanatçılarından biri olan Kezban Arca Batıbeki Türkiye’nin farklı çevre ve sınıflarından kadınların kendilerini nasıl var ettiklerini yeni bir bakış açısıyla sorguluyor. Alper Bıçaklıoğlu grafiti benzeri serigrafi ve Türkiye’nin sokaklarını yansıttığı akrilik işleriyle sergide yer alıyor. Kadriye İnal, sergide kadınlar üzerine kurguladığı heykellerini sunuyor. Huri Kiriş ustaca bir teknikle ürettiği yağlıboya tablolarıyla yaşadığı toprakların sosyal kaosunu yansıtıyor. Sergi için A. Cem Şahin büyük bir metropolde yaşayan bir insanın bilinçaltının karanlık yönlerini gösteren baskılar üretirken, Merve Şendil uzak bir nesnenin pikselleri gibi görünen emsalsiz tekniğini resimlerinde yansıtıyor. Son olarak, Sait Mingü’yse c-print diasek monte edilmiş baskılarıyla toplumu ve insanları sorguluyor.


THE DIALOGUES I.
ALAN İSTANBUL
ALAN İstanbul’un ana hedefi, bağımsız ve yenilikçi çağdaş sanatın üretimine katkıda bulunmaktır. Mekansal, sosyal ve finansal unsurların sanat için harekete geçirilmesi amaçlanmaktadır. ALAN İstanbul dünya çapındaki çağdaş sanat hareketinde yer almak,  dünya çapında yapılan sanatı İstanbul’a getirmek ve İstanbul’da üretileni dünyaya taşımak için kurulmuştur.

ALAN İstanbul çağdaş sanat içinde yer alan sanatçıların hem yerel hem de uluslararası sergi ve projelerine ev sahipliği yapmaktadır. ALAN İstanbul plastik ve görsel sanatlar kapsamındaki sergilere ek olarak performansların sergilendiği, video ve film gösterimlerinin yapıldığı yaşayan bir sanat ortamıdır. ALAN İstanbul sanat galerisi olmakla birlikte, özgür ve bağımsız bir sanatsal eylem mekanıdır. Bünyesinde yer alan “Proje Odaları” kapsamında ALAN İstanbul sosyal etkileşimin farklı anlatım araçlarına da kapılarını açmaktadır.

ALAN İstanbul farklı disiplinlerdeki sanatçıların ve tasarımcıların çalışmalarını sergileyebilecekleri ve kentin kültürel anlamda en yoğun bölgelerinden birinde izlenebilir olacakları bir mekandır. Bu açıdan ALAN İstanbul sadece fiziksel değil sosyal bir mekan olarak da işlev görmeyi ve sanatsal çalışmaların sosyal etkileşimin bir parçası olmasına yardımcı olmayı hedeflemektedir. Hem mekansal anlamda hem de gerçekleştirdiği sergiler ve projeler bağlamında İstanbul sanat ağının değişmez bir parçası haline gelen ALAN İstanbul dinamik çağdaş sanat izleyicisinin ajandasındaki daimi yerini almıştır.

Kalıcı koleksiyonunda yer alan eserleri ve konusunda uzman ekibiyle, koleksiyonerler için güvenilir bir başvuru kaynağı olan ALAN İstanbul koleksiyonlarını geliştirmek, sunmak, sonraki nesillere ulaşacak koleksiyonlar oluşturmak isteyenler ya da sanat koleksiyonculuğuna yeni başlayanlar için danışmanlık sunmaktadır.

MANA CONTEMPORARY, NJ
Eski ve çok büyük bir tütün deposunda kurulmuştur; sanatçı stüdyolarını, sergi alanlarını ve bu alanlara ilişkin yan hizmetleri bir araya getiren tek bir mekan olarak gelişmekte olan yaratıcı zümre için iletişim ve işbirliği olanağı sağlamaktadır.  Ziyaretçiler Mana’da gerçekleşen bütün projelere benzersiz bir erişim hakkı edinirler ve ilk elden çok çeşitli sanat-yapım teknikleri ve sunumlarını deneyimlerler. Saydam ve kapsamlı bir yaratıcılık merkezi olarak Mana, çağdaş sanata derin ve özel bir yaklaşım önerir.

2011’de kurulan Mana Contemporary, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki en geniş ve en yaratıcı çağdaş sanat organizasyonlarından biridir. Bütüncül mimari tasarımı sayesinde Mana daha büyük bir yaratıcı zümre için istisnai hizmetler, alanlar ve programlama imkanı sunmaktadır. Aslen 1890’da kurulmuş Jeysey Şehrindeki hızla büyüyen popüler lokasyonu zamanla iki milyon metrekareyi geçen bir alanı kapsayacaktır.

Mana’nın adeta bir arı kovanını andıran yapısı sanatçılar ve sanat dünyası aydınlarının fikir alışverişine olanak tanıyor. Farklı disiplinlerin uygulayıcıları -resim, heykel, fotoğraf, dans, film, ses ve performans dahil olmak üzere- deneyselliği, işbirliğini ve karşılıklı ilhamı teşvik eden ve geleceği düşünen bir çevrede yan yana çalışıyorlar.

BİLGİ İÇİN
ALAN İSTANBUL | Contemporary Art Space
Adres: Asmalı Mescit Mahallesi, Asmalı Mescit Caddesi 5/2, 34430 Beyoğlu/İstanbul
Tel: (0212) 252 94 53

21 Şubat 2017 Salı

VICTOR VASARELY TÜRKİYE RETROSPEKTİFİ

Viktor Vasarely.

Arkas Holding, ünlü sanatçı Victor Vasarely’nin geniş çaplı bir retrospektif sergisini 1 Şubat 2017 – 31 Mart 2017 tarihleri arasında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi’nde sanatseverlerle buluşturuyor. Çağdaş sanatın en önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilen Victor Vasarely (1906-1997), özellikle Op Art olarak bilinen modern sanat akımının kurucusu olarak, hem Avrupa’da hem de Amerika’da çok ünlü bir isim.

Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas’ın girişimleriyle, uluslararası sanat kurumlarının işbirliğiyle gerçekleştirilen bu sergi, çağdaş sanata kattıkları ve Op Art akımının kurucusu olmasının yanı sıra kurduğu müzeleriyle de adından söz ettiren Victor Vasarely’yi Türkiye’deki sanatseverlere daha yakından tanıtmayı hedefliyor. Sanatçının hayranlık uyandıran çalışmalarının sunulduğu serginin küratörü, sanatçının torunu ve aynı zamanda Vasarely Vakfı’nın direktörü olan Pierre Vasarely.



Viktor Vasarely.

Victor Vasarely Retrospektifi sergisi, sanatçının farklı sanat dönemlerine ait elliden fazla resim, heykel, tasarım ve duvar halısı çalışmalarından oluşuyor. Bu kapsamlı sergi, Güney Fransa’daki Aix en Provence kentinde bulunan Victor Vasarely Vakfı,  Peç, Victor Vasarely Müzesi, Budapeşte Güzel Sanatlar Müzesi, Renault Kurumsal Koleksiyonu ve Arkas Holding Koleksiyonu katkılarıyla gerçekleştiriliyor. Serginin bir başka özelliği de Arkas Koleksiyonu’nda bulunan 13 adet büyük boyutlu çalışmanın da ilk defa sergileniyor olması. Bu eserler İstanbul’da sergilendikten sonra İzmir’de de sanatseverlerle buluşacak.

Victor Vasarely 1906 yılında Macaristan’ın Pécs (Peç) şehrinde doğdu. 1929’de Budapeşte’de Bauhaus etkisinde eğitim veren Mühely Akademisi’nde eğitim aldı. 1930 yılında eşi Claire Spinner ile Paris’e göç eden sanatçı grafik tasarımcısı olarak çalıştı. 1944 yılında, Denise René’nin galerisinde açılan ilk kişisel sergisiyle Paris’in saygın sanat ortamına girdi. Vasarely burada geometrik kökenli soyut resimleriyle kısa zamanda büyük ilgi çekti. 1955 yılında Sarı Manifesto’yu yayınlayan sanatçı, Avrupa’da hızla yayılacak olan Op Art akımın kuruculuğunu üstlenerek ardı ardına önemli çalışmalar gerçekleştirdi. Op Art, pozitif ve negatif formların birbiriyle farklı bir biçimlendirme metoduyla ilişkiye girip, tuval yüzeyinde hareket olgusunu ortaya çıkartan bir akımdır. Vasarely, izleyicileri daha ilk bakışta etkisi altına alan ve göz yanılsamalarıyla ilgi çeken bu akımın öncüsü olan bir dünya sanatçısı olarak değerlendiriliyor. Çünkü Vasarely’nin deneysel çalışmaları, 20. yüzyıl sanatında, Pop Art’tan Minimal Art’a uzanan bir çizgide, ardıllarını etkileyen derin izler bırakmıştır.


Viktor Vasarely, Fotoğraf: Ümmühan Kazanç.
Vasarely’nin İstanbul’daki retrospektif sergisinde sanatseverler, sanatçıya uluslararası bir tanınmışlık kazandıran 1950 ve 1960 yıllarına ait ikonik çalışmalarının yanı sıra, onun sanat hayatında önemli bir yeri olan afiş ve üç boyutlu çalışmalarını, duvar halılarını ve mimari tasarımlarını da görme şansını bulacaklar.
Giriş ücretsizdir.

Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi

Adres: Meclis-i Mebusan Cad. No:2 İstanbul


Viktor Vasarely, Fotoğraf: Ümmühan Kazanç.

Viktor Vasarely, Fotoğraf: Ümmühan Kazanç.

15 Şubat 2017 Çarşamba

TİMURTAŞ ONAN “TIMELESS” EXHIBITION AT GALLERY ARK

Timurtaş Onan.
Gallery ARK hosts a photo exhibition for the first time between February 11th and March 5th, 2017. The exhibition which is composed of black and white editions on the collection paper of Hahnemuhle Fine Art Baryta, restricted with 10 edition, takes its visitors on a magic Istanbul excursion. Timurtaş Onan brings the roads we always walk,  the sea we  look at for a moment stopping , above all our people on  together with the photographs , products of  a master’s eyes.

The exhibition curator, Erhan Şermet, summarizes the exhibition entitled “Timeless“ as follows; “Timurtaş Onan's photos walk us around the city, we go through gaps, jammings, intersections, fractures and stackings of the city. But in his photographs we are independent of time, time clears away when we are after what can not be accounted, it becomes light, emotion, wind, cloud again  getting  rid of being a consumable material. Time gets rid of being a raw material of schedules, turns into a volatile, impalpable   humanistic scale. With Ahmet Hamdi Tanpınar's beautiful expression, it turns into the reality of incomprehensible, which “we are neither inside nor completely outside of’. Now we can talk about people and life again…”

After Timurtaş Onan's photographs began to stick in your minds as concrete evidences of a 'timeless' journey , you will see that  the magic of the city we live in is not limited to  photographic frames.


Timurtaş Onan.

Galeri ARK
Cemil Topuzlu Caddesi Kaya Apt. No:49 Göztepe
İstanbul
(0216) 369 4900

TİMURTAŞ ONAN – Photographer and Director
Timurtas Onan was born and brought up in Istanbul. Becoming involved in photography in 1980 he has worked as a professional  photographer for the past 25 years. Through this period he has participated in, organised and attended many photographic events, taking part in and holding exhibitions of his work both at home in Turkey and abroad and also acting as a jury
member for national and international photographic competitions.

Timurtas Onan has received over 40 national and international awards including Unesco and Unep and has frequently been invited to symposiums and related activities at  many institutions and universities. His work has involved international photographic projects,  the
creation of documentary films on socially relevant  issues and he is particularly well known for his distinctive projects on Istanbul.
His work as an artist can be seen in many public and private collections in Turkey and abroad. At the present time he is holding photo workshops; curating various exhibitions, and working on new photographic projects.


Timurtaş Onan.

Solo Exhibitions
2014 “Abandoned“ İstanbul Photographer’s gallery”
2014 “Paris” Bursa Fotofest
2014 “Beyoğlu Neoclassic” Atelierhaus im Anscharpark - Kiel / Germany
2014 “Abandoned“ İstanbul Merhart Galeri
2013 İstanbul “City of Light and Shadows”  Place Guillaume, Luxembourg
2010 “Beyoğlu Neoclassic” Museum für Kunst und Kulturgeschichte
2009 “Snow in beyoğlu” Beyoğlu Municipality Art Gallery
2009 “İstanbul Blues” Od'A Ouvroir'd Art Gallery
2007 “Nights on Beyoğlu” Brünsbüttel Stadt Gallery, Germany
2007 “Nights on Beyoğlu”  Athens Month of Photography - Artower Clio Gallery, Athens
2006 “Eternal Image” - Ankara Contemporary Art gallery
2006 “Eternal Image” - İfsak Exhibition Hall
2006 “Nights on Beyoğlu”  - French Cultural Center, İstanbul

2003 “Kaleiçi Satılık” İstanbul Fotoğraf Evi


Timurtaş Onan.
TİMURTAŞ ONAN “ZAMANSIZ” SERGİSİYLE GALERİ ARK’TA
Galeri ARK, 11 Şubat – 5 Mart 2017 tarihleri arasında Timurtaş Onan’ın ‘Zamansız’ adlı fotoğraf fotoğraf sergisine ev sahipliği yapıyor. Sınırlı sayı 10 edisyon olarak, Hahnemuhle Fine Art Baryta koleksiyon kağıdına siyah-beyaz baskılardan oluşan sergi, ziyaretçilerini büyülü bir İstanbul gezintisine çıkarıyor. Timurtaş Onan, her daim yürüdüğümüz yolları, durup bir anlığına baktığımız denizi, martıları, sokakları ve her şeyden öte insanlarımızı, usta bir gözün ürünü fotoğraflarla bizlerle buluşturuyor. 

Sergi küratörü Erhan Şermet ‘Zamansız’ adlı fotoğraf sergisini şöyle özetliyor: s“Timurtaş Onan’ın fotoğrafları bizi şehrin mekanlarında gezdiriyor, boşluğun, sıkışmanın, kesişmelerin, kırılmaların ve yığılmaların içinden geçiyoruz. Ama zamandan azadeyiz, muhasebesi yapılamayacak olanın ardından giderken zaman dağılıyor, bir sarf maddesi olmaktan kurtulup yeniden ışık, duygu, rüzgar, bulut oluyor. Zaman çizelgelerin hammaddesi olmaktan kurtuluyor, uçucu ele gelmez insani ölçeğine dönüyor. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın güzel ifadesiyle ‘Ne içinde, ne de büsbütün dışında’ olabileceğimiz kavranamaz gerçekliğine dönüyor. Öyleyse yeniden insanlardan ve hayattan bahsedebiliriz artık…”

Timurtaş Onan’ın fotoğraflarının, ‘zamansız’ bir yolculuğun somut delilleri olarak zihinlerinizde yer etmeye başlamasının ardından, yaşadığımız şehrin büyüsünün fotoğraf çerçeveleri ile sınırlı olmadığını göreceksiniz.

Galeri ARK
Cemil Topuzlu Caddesi Kaya Apt. No:49 Göztepe
İstanbul
(0216) 369 4900

TİMURTAŞ ONAN: FOTOĞRAFÇI VE YÖNETMEN
İstanbul’da doğdu. Fotoğraf çalışmalarına 1980 yılında başladı. 25 yıldır profesyonel olarak  çalışıyor. Bugüne kadar yurtiçi ve yurtdışında birçok etkinliğe katıldı, sergiler açtı. Ulusal ve uluslararası yarışmalarda jüri üyesi olarak yer aldı. Unesco ve Unep dahil kırkın üzerinde ulusal ve uluslararası ödülü bulunmaktadır. Bir çok kurum ve üniversitede sempozyum ve etkinliklere davet edildi, projeler gerçekleştirdi. Sosyal konularda belgesel filmler çekti. İstanbul’u konu alan farklı projeleri ile tanınmaktadır. Sanatçının eserleri Türkiye ve yurt dışında kurum ve özel koleksiyonlarda yer almaktadır. Bu günlerde fotoğraf atölyeleri gerçekleştirmekte, çeşitli sergilerin kürasyonunu yapmakta ve yeni fotoğraf projeleri üzerinde çalışmaktadır.

Seçme Kişisel Sergiler
2014 “Terkedilmiş“ İstanbul Fotoğraf Galerisi”
2014 “Paris” Bursa Fotofest
2014 “Beyoğlu Neoklasik” Atelierhaus im Anscharpark - Kiel / Almanya
2014 “Terkedilmiş“ İstanbul Merhart Galeri
2013 Işık ve Gölgeler Şehri İstanbul Place Guillaume, Luxembourg
2010 “Beyoğlu Neoklasik” Dortmund Kültür ve Sanat Tarihi Müzesi
2009 “Beyoğlu’nda Kar” Beyoğlu Belediyesi Sanat Galerisi
2009 “İstanbul Blues” Fransa'da Türkiye Mevsimi Kapsamında
Od'A Ouvroir'd Art Galeri, İstanbul, 2009
2007 “Beyoğlu Geceleri” Brünsbüttel Stadt Gallery, Almanya
2007 “Beyoğlu Geceleri” Athens Month of Photography / Artower Clio Gallery, Atina
2006 “Sonsuz Görüntüler” Ankara Çağdaş Sanatlar Galerisi
2006 “Sonsuz Görüntüler” İfsak Sergi Salonu
2006 “Beyoğlu Geceleri “ Fransız Kültür Merkezi, İstanbul
2003 “Kaleiçi Satılık” İstanbul Fotoğraf Evi
2003 “Kaleiçi Satılık” Çağdaş Sanat ve Kültürel Miras Uluslararası Etkinliği, Antalya Kaleiçi duvarlarında enstalasyon.
1996 “Değişmeyen Yönleriyle İstanbul” 12. İstanbul Fotoğraf Günleri, Devlet Güzel Sanatlar Galerisi